Kitabımız 1518 yılında, o zamanlar Roma İmparatorluğun bir Şehri olan Strazburg'da görülen, tarihe "Dans Vebası" olarak geçen gerçek bir olaya dayanmaktadır. Temmuz ayından, Eylül ayına kadar yüzlerce insanı etkileyen, ölümlerine neden olan bu histerik olay ne hikmetse, dansçıların Aziz Vitus tapınağı etrafında kırmızı ayakkabılar giyip yavaş yavaş dönmesi ile durmuş. İşte tarihe bu şekilde geçen olayın nasıl gerçekleşmiş olabileceğini, yazarın hicivli diliyle, olayın aslına dair; bana göre daha inandırıcı bir yorumla okuyoruz.
Kitap çok dramatik bir sahne ile başlıyor ve dramın nasıl normalleştirildiğini "en azından komşularımız gibi..." savunmasını okuyup, bizleri dehşet içine sokarak devam ediyor. Ancak bahsettiğim o hicivli, kara mizah şeklindeki dil bizi o dehşeten de hemen çıkarıyor. Kitap ağlanacak halimize gülmek, dövüneceğimiz halimize dans etmek durumların acı bir tasviri aslında.
Bana yeni şeyler öğreten kitapları çok severim, bu kitap da dünyada aslında bir çok psikolojik salgınların yaşandığını öğrenmemi sağladı.
Keyifli okumalar dilerim.