Başa geleceklere razı olmak kadar onlara hazırlıklı olmak da önemliydi. İçten içe "Rabbım, beni muradına hazır olanlardan eyle" diyerek dua etmişti.
Aynı anda hem çözüm hem de sorun olduğun bir dünyada neye güvenebilirdin ki ?
Adil olanın illa da doğru olması gerekmez.
Reader Follow Recommendations
Faşizm ve Nazizimin güç kazanmalarının tek nedeni Mussolini ve Hitler'in hırsı değildir. Bir ulus ekonomik yokluğa yenik düşmüşse ve psikolojik olarak da boşluğun ve bunalımın eşiğindeyse, totaliter rejimler her zaman boşluğu doldurmak için harekete geçerler. İnsanlar artık dayanamadıkları endişelerden kurtulmak uğruna özgürlüklerinden vazgeçmeye dünden razıdırlar.
Kardeşlik, pili bitmiş bir saat gibiydi. Pilini taktığın anda kaldığı yerden başlayıveriyordu çalışmaya. Bin yıl da görmesen, anında kapatıyorsun aradaki açığı.
Mutsuzluk kadınların yüzünü susuz kalmış çiçekler gibi önce eğer, sonra soldurur, nihayetinde kurutur.
İnsanların birbirlerine iyi gelmesi, birbirini gülümsetebilmesi, bir insanın diğerine kendini evindeymiş gibi hissettirebilmesi nasıl da kıymetliydi.
En yakınını kaybeden insanlar o kişiye ait bir parçayı saklayarak ve kalplerinde, taşımakta zorlandıkları bir özlem hissettikleri zaman o parçaya sığınarak teselli bulurlar...
Hastalıklar birer öğretmendir;
Gelirler, sabrı öğretirler.
Gelirler, tevekkülü öğretirler.
Gelirler, sıhhatin kıymetini öğretirler.
Gelirler, şükrü öğretirler.
Dayanışmayı öğretirler, teslimiyeti öğretirler, güçlü olmayı öğretirler. Yani O'ndan gelen her şeye şükürle yaklaşıp rızasını kazanabilirsek ne mutlu bize.
Umut etmeye ve masalların içinde kaybolmaya ihtiyacımız var. Hayat karşısında başka türlü direnemeyiz.
Ne hissedilmesi gerekiyorsa onu hissediyorum. Koca bir hiçlik... Ne eksik ne fazla. Böylece yavaş yavaş deliriyorum. Delirdikçe boş veriyorum. Boş verdikçe hafifliyorum. Zerre zerre azalıyorum. Böyle giderse yok olacağım. Her canlı gibi. Bu sebeple endişelenmek beyhude. Yani çok hissetsen de ölüyorsun hiç hissetmesen de. İyisi mi sorgulamadan yaşayıp gitmek...
Mecnun'u efsane kılan şey, şeytani cesaret miydi yoksa kaderine teslimiyeti mi?
İnsanlar çıplaklığı matematikten daha mı ilginç buluyor?
Üzülme ve bil ki dünya dediğin lüzumsuz bahçe, bazen her yer, bazen tek bir yer, bazen de hiçbir yerdir. İnsan dediğin kötü tohum bazen her şey, bazen tek bir şey, bazen de hiçbir şeydir.
Oysa yaralarıyla değil kabuklarıyla olgunlaşır insan dediğin..