Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Canan Karaosman

Canan Karaosman
@Canuka
Özel eğitim öğretmeni
11 Mart 1992
11 okur puanı
Temmuz 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Hıdırellez♧
"Evime, mutfağıma, gelirime İlyas Peygamberin duası, tıkanmış, yavaşlamış, durmuş işlerime Hızır'ın eli değsin... Bedenime, sağlığıma buluşmalarının gücü aksın. Hayatıma neşe, keyif, huzur ve bereketin hayırlısı gelsin.."
Reklam
Hıdırellez♧
"Kerim kerem Allah Başımda bir duman var yardım eyle ya Allah La ilahe illallah muhammeden resullullah."
Kötü ve karanlık bir uykudan uyanıp kabusla, kendi evinde bambaşka bir hayatta olduğunu anlaman arasındaki birkaç saniye...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ona göre bir insan ancak uyurken en saf haline ulaşabilirdi. Sonra düşündü... yanındaki ona artık uyurken bile masum gelmiyordu.
İçim ayaz, içim yokluk, içim soğuk, içim ıssız, içim kendine mahcup...
Reklam
Dünya Engelliler Günü
"Biz gözümüz değiliz, biz bacaklarımız kollarımız değiliz, biz kulaklarımız değiliz, biz bir yaşam yolculuğuna çıkmış canlarız ve canda engel yoktur. Anne-babalar, öğretmenler, tüm toplum topalın topallığını, körün körlüğünü, sağırın sağırlığını değil, esas olan özü, o canı görmeli."
İbrâhîm İçimdeki putları devir elindeki baltayla, Kırılan putların yerine yenilerini koyan kim? Güneş buzdan evimi yıktı, Koca buzlar düştü, Putların boyunları kırıldı, İbrâhîm güneşi evime sokan kim? Asma bahçelerinde dolaşan güzelleri buhtunnasır put yaptı, Ben ki zamansız bahçeleri kucakladım güzeller bende kaldı, İbrâhîm gönlümü put sanıp da kıran kim? Asaf Halet ÇELEBİ
Başkası ne diyecekti? Başkasına ne diyecekti? Konuşacaklardı... Sonra düşündü.. Sen dedi.. Seni herseye rağmen.. sana rağmen.. cümlesini tamamlayamadı. Aniden öfkelendiğini hissetti. İçinden konuşmaya devam etti. Sen! Beni kendime mahcup ettin!...
Tarihlerle pek arası yoktu. Hatta günleri bile karıştırırdı bazen. Ama bu tarihi bir yerlere kazımak istiyordu. O günü aklında tutup aynı yanlışları tekrar yapmamak için...
Artık yazıyordu. Susmuyordu. İçinde halletmeye çalışmıyordu. Bu dert onu şair yapmayacaktı belki ama deli de etmeyecekti...
Reklam
Önce büyük bir fırtına kopuyordu. Bağırış çağırış. Bir bombayla yıkılan binalar gibi kalplerin kırılış sesleri.. yıkılmış bir bina gibi harabe kalpler kalıyordu. Ağızdan hemen hersey çıkabilecek gibi, bir sözle iki beden de bir anda yere yıkılabilecekmiş gibi bir kıvamda.. artık kimse gizlemiyordu, bağıra bağıra söyleyebiliyordu 'ben çok mutsuzum!'.. Sonrası sessizlik. Bogazda bir yumru. Her nefes aldığında boğacak gibi birsey.. canına batan birşey... bazen nefesini kesecek gibi olan birsey.. yorgunluktan dönüp harabeye bile bakamadan uyuya kalıyordu herkes kendi köşesinde.. Sabah olduğunda ise bir astım krizi vurup geçmiş gibi hayli yorgun fakat nefesinin ve onun yanında oluşunun verdiği rahatlıkla hicbirsey olmamış gibi elini uykudaki yüzünün üzerine bırakıyordu.. annesinden tokat yediği halde annesini hala çok seven, ona ihtiyaç duyan küçük çocuk gibi... çocuk bedenini ve kalbini korumaya çalışıyordu..