Ne zaman bunalsam, sıkılsam, başımı bi kenara yaslayıp bilmediğim yazarların hikayelerinden bir kaç yaprak okumak iyi geliyor. Bi kaç sayısını indirdim derginin.
Hikaye zaten başlı başına farklı olandır. Tarzı, düşüncesi kapalı kutu. Evir çevir hazmederek ye. Tadında bırak. Bırak ki yaşasın o kare.
Hikaye kesittir, karedir. İki sayfalık bişeyler. Nooldu acaba der, sayfanın yarısında bitdiğini görmene karşın arkasına bakar, ille de devamını ararsın. Böyle farklı yazarların karelerini okumak, düşüncelerine konuk olmak her zihinden bir kaşık tadımlık.. sizi bilmem, ben hikayeleri daha çok sevmeye başladım.
Hikaye söylemeden anlatandır. Sorular her yerde, her lafda, her an karşına çıkabilir. Dalar gidersin. Nerde nasıl olduğun aklından uçar. Sonunu getirememenin, akışı, odak noktasını kaybetmenin sakıncası yok. Olmadı bir daha okursun. Hepi topu 3-4sayfacık canım. Roman gibi ipin ucunu kaçırma sıkıntısı çekmezsin. Tamam ana öğün değil belki, ama abur cubur hiç değil. Faydalı, bol vitaminli salata. Afiyet olsun ;)