İbn Sina, aşkı insanin karşı cinsten birinin yüz çizgilerini, el kol devinimlerini ve davranışlarını durup durup düşünmekten doğan sürekli bir hüzün düşüncesi olarak tanımlıyordu (ibn Sina durumumu ne canlı bir gerçeklikle betimlemişti!): Bir hastalk olarak doğmuyordu, ama doyurulmazsa bir saplantıya dönüşüyordu.