Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.26
F
F
@CitedePera
arşiv.
Psikoloji
253 reader point
Joined on December 2020
"varoluşun keşfi"
rollo may'in ; freud, kierkegaard, hegel, marx, tllich, rilke, locke ve kafka'dan alıntılarla varoluşun tarihçesine değindiği güçlü bir metin. klasik-modern psikiyatri ve varoluşçu ekol arasındaki farkları detaylandırmış, yerinde ve sofistike eleştirilerle güçlendirilmiş.
içerisinde kaygı, korku, bilinç, farkındalık, aktarım, karşılaşım, gerçek, hakikat, baskılama, direniş gibi kavramları örneklendirerek varlığın ontoljisine değinilmiş.
bolca altı çizilecek cümle, güzel kitap
Jean-paul sartre'in "bulantı" adlı kitabında, başkarakter antoine roquentin derin bir varoluşsal kriz yaşar ve varoluşa yönelik bir tiksinti veya iğrenme duygusu hisseder. parkta otururken, roquentin dünyanın gerçeği hakkında dönüştürücü bir farkındalık yaşar.
roquentin'in anladığı gerçek, varoluşsal özgürlük ve dünyanın,içsel anlam veya amaçtan yoksun olmasıdır. dünyanın insan varoluşuna temelde kayıtsız olduğunu ve önceden belirlenmiş anlamlar veya değerler olmadığını kavrar. bu farkındalık, ona önceden sağladığı bir istikrar duygusu veren teselli edici yanılsamaları ve yaygın inançları yok eder.
roquentin'in bu gerçeği anlaması, varoluşun absürtlüğüyle yüzleşmesine ve içsel anlam yaratma sorumluluğuna yol açar. önceden belirlenmiş bir anlamın olmadığı bir dünyada kendi anlamını ve amacını yaratma sorumluluğunu kabul eder. bu anlayış, romanın dönüm noktasını oluşturur ve gerçekçi bir şekilde yaşama, seçimlerinin ve eylemlerinin sahiplenilmesi varoluşsal bir meydan okuma olarak karşılamasını sağlar.
kaygı, korku duygularını derinlerde hissedebileceğiniz, sizi sorgulamaya itecek bir kitap. müthiş psikolojik tasvirler var. nasıl biteceği ile ilgili hiç düşünmeden okudum ben, sadece sayfaları geçtim. yazarın gözlem yeteneğine ve yansıtma gücüne hayran kaldım. bazı yerlerde notlar aldım. her sayfa da bir cümle muhakkak dikkat çekici, etkileyici. ben bulandım.
khaled hosseini 'nin 2015 yılında meydana gelen aylan kurdi 'nin hikâyesinden esinlenerek mülteci sorununa bakış getiren, kısa sözlerle büyük problemlerin anlatıldığı resimli hikaye kitabı.
resimleri hızlı hızlı değil de üzerinde düşünerek geçerseniz kitap sizin için çok daha etkileyici bir hale gelebilir.
Reader Follow Recommendations
gelmis gecmis en buyuk filozoflardan schopenhauer'un en kotu eseridir benim gozumde. reddedilmis, terk edilmis, aldatilmis erkeklerin acisini dindirme kilavuzu gibi. okudugum bazi yerleri tekrar okudum, okudugumu mu anlamadim diye kendimden suphe ettim. o zamanlarda annesiyle yasadiklarindan olsa gerek, kadinlari yerden yere vurmus diyerek okumaya devam ettim. ikinci kisimlarda ask ile ilgili hayran kaldigim akil yurutmelerini bulmak dogal olarak sasirtti.
her seye rağmen okunulabilir bir kitap ama o kadar sığ ve indirgemeci yaklaşmiş ki aşk üzerine kesinlikle sevmek ve sevilmek ne demek bildiğini düşünmüyorum.
“insan, tutkulu bir aşk ile sevdiği kimseye aynı zamanda nefretin en koyusunu da duyabilir."
Tezer özlü'nün günlük ve anlatılarının birleştirilmesiyle oluşturulan, ölümünden dört yıl sonra basılan kitabı. özlü’nün kalemi bilindiği üzere pavese'ye benzer. ama bu kitapta yaşattığı buhran, her geçen sayfada daha da yoğunlaşıyor. kısacık bir kitap olmasına karşın okumakta ve bitirmekte zorlanabilirsiniz. lakin şunu da belirtmekte fayda var ki, kitaptaki bazı cümleler inanılmaz çarpıcı. fakat bu harika cümleleri kitabın eleştirilerinde veyahut alıntılarını okurken bulabilirsiniz.
- “çocukluğumuz üzerine kâbus gibi çöken eski kuşaklar, bilinçli yıllarımızı da elimizden almayı başaramayacak. biz mutlu isek, mutlu olmayı istediğimiz ve bunun için çaba harcadığımız için mutluyuz.”
-"gece, gündüzün devamı değildir."
stefan zweig'ın yazdığı, ayraç kullanmaya gerek olmayan, arada kalmışlığı, sürüklenip gitmeyi, birey olmanın anlamını, gerçek sevgiyi tasvir eden özgürlükçü eser. ülkesindeki savaştan kaçarak isviçre'ye giden bir ressamın-ferdinand-hikayesini okuyoruz.50 sayfalık ince bir eser olmasına rağmen kaçan,kendi içinde özgürlük mücadelesi veren bir adamın ruhunu ince ince anlatır zweig. kısacık bir öykü fakat ana karakter ferdinand’ın tüm hislerini, gelgitlerini, kafasında kurduğu tüm senaryoları çok güçlü hissediyorsunuz.
kafka'nın seneler sonra bile içindeki küçük çocuğun kırık kalbinin sesini susturamaması sonucu kaleme aldığı mektup.
kitap boyunca kafka neden bu halde olduğunu ve babasının onun hayatına nasıl bir etkide bulunduğunu gayet güzel bir şekilde anlatıyor. bazı kısımlar biraz yorucu olsa da baba-oğul arasındaki git gellerin bu denli anlatılabilmesi bence çok değerli. kitabın başından sonuna kadar kafka babasına karşı eleştirel bir üslup takınmıştır. yaşadığı derin sevgi yoksunluğunu bize içten bir şekilde sunmuştur.
bana kalırsa kitabın en güzel özetlendiği kısım babasının baskıları ve kısıtlamalarının sonucunda dile getirdikleridir:
“kendi eylemlerime güvenimi yitirmiştim. sebatsız ve kararsızdım. yaşım ilerledikçe değersizliğimin kanıtı olarak önüme sürdüğün malzeme büyüyordu.”devam eden kısımda senin yüzünden böyle olduğumu savunmaktan bir kez daha kaçınırım dese de pek inandırıcı olmadığı aşikar.
Bir saatinizi ayırırsanız rahatlıkla bitirebileceğiniz bir kitap. Tavsiye ederim.
eğitimsiz ve yoksul bir denizci olan martin eden aşık olur. aşık olduğu kız kendisinden farklı bir sosyal sınıfa aittir. aşık olduktan sonra hayatını değiştirmek ister. entelektüel, eğitimli ve kültürlü insanların bir araya geldiği bu sosyal sınıfa dahil olmak ister. yeteneği, zekası ve insanüstü çabası sayesinde; geçmişte onu hor gören bu insanların özendiği, takdir ettiği ünlü bir yazar olur. ancak bu insanların arasına girdikçe bu sınıfın yozlaşmışlığını ve örnek aldığı insanların yapmacıklığını görmeye başlar. canını dişine takarak başarılı olmuş olsa da, her şey ve herkes anlamsızlaşır onun için. bu duydular içinde kazandıkça, aslında çok şey kaybettiğini anlar. hayalinin içinde kaybolur adeta. aşkı, yaşama sevgisini, inancını yitirmiştir. geçmişte daha mutlu olduğunu dehteştle farkeder. bildikçe, yükseldikçe tükenmiştir martin eden. bireyin yavaşça tükenişini yalınlıkla ortaya koyan, elinizden bırakmak istemeyeceğiniz bir jack london eseri.
martin’in aşık olduğu kadının da bir insan olduğunu vişneler sayesinde fark etmiş olması bana ilginç gelmişti...
