Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

LaLnota

Ezilmiş bazı insanlar vardır, yüze karşı dobra dobra konuşacak cesaretleri olmadığı için işi şaklabanlığa vururlar, bu onlar için bir çeşit hınçlı alaydır..
Reklam
- Düşünüyorum da, şeytan yoksa, o zamam onu insan icat etmiştir; hem de kendi benzeri olarak icat etmiştir. +Tıpkı Tanrı gibi, değil mi?
- Kimi zaman insanda "hayvanca" bir zalimlik olduğundan dem vurulur, ama hayvanlara yapılan korkunç bir haksızlık, bir hakarettir bu. Bir hayvan asla insan gibi zalim olamaz; böylesine ustalıklı, böylesine sanatsal bir zalimlik insanda olur sadece. Bir kaplan yalnızca parçalayıp kemirir. İnsanları kulaklarından duvarlara çivileyip gece boyunca öylece bekletmek, bunu yapabilicek olsa bile aklının ucundan geçmez..

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
- Diyelim ki, derin bir acım var; karşımdakinin acımın ölçüsünü tam olarak öğrenmesi olanaksızdır. Çünkü o hiçbir zaman benliğime giremez, sadece bir başkası olarak kalır. Üstelik herhangi bir kimse " acı çeken" sıfatını, sanki bu bir rütbeymiş gibi, başkasına kolay kolay kaptırmaz. Buna neden razı olmaz dersin? Çünkü kötü bir kokum, anlamsız bir yüzüm var, çünkü vaktiyle ayağına basmıştım onun!..
Bir insanın sevilmesi için kendini göstermemesi gerekir; yüzünü gösterdi mi, sevgi ortadan silinir..
Reklam
Tanrı olmasaydı onu icat etmemiz gerekecekti: İnsan gerçekten Tanrıyı icat etti. İşin garip, şaşmaya değer yanı, Tanrının gerçekten var olması değil, böyle bir fikrin, Tanrı ihtiyacı fikrinin, insan gibi vahşi, zararlı yaratığın kafasında yer edebilmesi..
İnsanların birbirlerini tanımaları için en iyi zaman ayrılmalarına yakın zamandır..
Bilirsiniz, konuşkan olmayan, gururlu, göz yaşlarını hep içine atan çocuklar, büyük bir keder karşısında ansızın kendilerini tutamaz, birdenbire boşanıverirler..
LaLnota
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Delikanlı
DelikanlıFyodor Dostoyevski
7.9/10 · 3.541 okunma
Reklam
Çilekeşin birinin içini kaplayan acı umutsuzlukla eğlenmekten hoşlandığı olur; hatta sanki ona bunu doğrudan doğruya umutsuzluğu yaptırmaktadır..
" İnsanlığı sevdiğim halde kendi kendime şaşıyorum, diyordu. " "Toplu olarak insanları sevdikçe kişilere karşı sevgim o oranda azalıyor. Hayalimde, olanca tutkumla insanlığa hizmet etmeyi kurduğum çok olmuştur, gerekirse bu uğurda kendimi feda edebilirim. Gelgelelim, kimseyle aynı odada iki gün bile geçiremem; bunu deneyimlerimden biliyorum. Bana yaklaşan kimse kişiliğimi eziyor, özgürlüğümü sınırlıyormuş gibi geliyor bana. Yirmi dört saat içinde en iyi insandan nefret edebilirim. Birinden, sofrada yemeği ağır yediği için, öbüründen, nezlesi var, durmadan burnunu temizliyor diye... İnsanlarla ilişkiye girer girmez onlara düşman kesiliyorum. Ama kişilere nefretim arttıkça genel olarak insanlığa sevgim o oranda artıyor."
Halkın sessiz, bitmez tükenmez sabırla dolu bir kederi vardır. Bu keder kabuğuna çekilmiştir, hiç sesi çıkmaz. Bir de gözyaşlarıyla taşan, sonra da kendini kapıp koyveren bir keder vardır. Bu hal en çok kadınlarda görülür. Ama bu da sessiz kederden daha hafif değildir. Sızlanmanın doyurucu yanı içteki acıyı deşip taşırmaktan ibarettir. Böyle bir keder avunma da istemez, çaresizlik onun besinidir. Sızlanmalar, kanayan yarayı büsbütün azdırmak ihtiyacından başka şey değildir.
Kendi kendine yalan söyleyip yalanını ciddiye alan insan sonunda ne kendinde, ne de çevresinde gerçeği seçemez olur, böylece hem kendisine, hem de başkalarına saygısızlık eder. Saygının olmadığı yerde sevgi de kaybolmaya başlar..
LaLnota
Bir kitabı okumaya başladı
Karamazov Kardeşler
Karamazov KardeşlerFyodor Dostoyevski
9/10 · 34,5bin okunma
555 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.