Seni bekleyen bendim ama başkası kavuştu.
İşte benim umudumun tükendiği nokta buydu.
Ben ne yapsam olduramadım, başkası kılını kıpırdatmadan "Canın" oldu...
Sensizliğin ruhsuz cesedine seyirci kalamam.
Sensiz kalamam gecenin var oluşuna.
Sensiz kalamam yoksul ruhumun kanyonunda bilmediklerimle.
Sensiz kalamam kuru erikler gibi içi boş.
Sensiz kalamam zamanın parçalanışına ve akbabaların tükenişine.
....
Küçüldükçe, cümlenin anlamından içre,
Dönüşüyorum en uzak kırlara ve dönüşüyorum en yalıtkan maddeye.
Ölümü devasa bir şarapnel gibi döndüm uçurumdan.
Ruhsuz bir simsar gibi yoldum ormanları üç bukle.
Ve tefekküre daldım içbükey bir nötron gibi.
Ve uykuya daldım
Ölümcül bir inançla.
ZAMAN/M. Egemen Bostancı
Varlığın yükü...
Aşırı ölçüde tutarlı olmakla hafifletilmiş olsaydı, Cehennem olmazdı.
Kendi sınırlarını ilhak ederek, varlığını kanıtlar insaaan!
O ürkütücü özgürlüğe meydan okur.
ZAMAN/ M. Egemen Bostancı
Sırtımı bir yere dayamadan kendi iradem ve gücümle ayakta kalmayı marifet sandım. Arkamı dönmeye cesaret edemedim,korktuğum için değil, arkama alacağım insanların namussuzluğundan korktum. İşte böyle sap gibi ortada kaldım. ☺️👍