Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.32
Crepusculum
Crepusculum
@Crepusculum
28 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
inceleme yapmak haddime değil. bu bir yorumdur.
Kitap genel itibariyle akıcı bir dilde yazılmış. Akıcı olduğu için de kitap okumak istediğiniz ama okuyamadığınız bir zamanda elinize alabileceğiniz bir kitap olduğunu düşünmüştüm. Kısmen öyle kısmen de hemen ikinci kitaba devam etmek istiyorum. Bu hissi bastırmam gerek yoksa ben kendi kafamı biliyorum rahatça çıkamam o dünyadan...
İlk başta karakterleri iyice tanıyoruz ama o sırada bu serinin bu kadar abartılmasına pek de anlam veremedim. Ancak hikaye ilginçleşmeye ve merak uyandırmaya başladı. Dün saatlerce başında oturdum. Hızlı bir okuyucu olsaydım mutemelen dün gece bitirirdim. Her neyse hikaye güzelleşmeye ve dikkatimi gerçekten çekmeye başladı. Bu seri 7-8 kitaptan oluşuyor bu arada. Bende ikinci kitabı da var ancak hemen başlamayı düşünmüyorum dediğim gibi... Ben çok dalıyorum ya... Bu serinin çok üzmemesi için ve tam anlamıyla o dünyaya kapanmamak için ağırdan almalıyım. Üzecek mi bilmiyorum ama ben ümitsiz ve uslanmaz bir romantiğim ya. Olur olmadık bir cümle o karakterle kalbime kazılabilir.
Umarım seri daha sonra hayal kırıklığına uğratmaz. Genel anlamda sevilen bir seri zaten. Dediğim gibi ilk başlarda o kadar da şey olmamasına karşın olaylar geliştikçe hoşuma gitti.
Bir de beni rahatsız eden bir konu da özellikle baş karakterlerin çok güzel/yakışıklı olması. İlk başta canımı sıkıyordu bu, pek gerçekçi gelmiyordu çünkü. Ama bunun bir roman olduğunu üstüne üstlük bir fantastik roman olduğunu hatırlamak gerek.
Karakterlerle ilgili sorularım ve tuhaf bulduğum yanları es geçiyorum.
Buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim.
Öyle işte.
Ruhunuza ve kalbinize dokunacak kitaplar okumanız dileğiyle...
İncelemekten çok yorum yapmak niyetindeyim.
Kitapta Charles Strickland adında ölümünden sonra ünlenen ve çığır aşan bir ressamın hayatını kurgudaki isimsiz bir anlatıcının ağzından okuyoruz. Ressamın kendisi de anlatıcı da hayali karakterler fakat o kadar iyi anlatılmış ki birkaç defa gerçekten böyle biri var mı diye ressamın ismini arattım. Şu anda yazarın kendi zihninde kurduğu dünyada öyle bir ressamın geçip gittiğine inanmaktayım. Kitapların bizleri götürdüğü ve gezdirdiği farklı insanların düşlerinden ortaya çıkan farklı dünyalar beni her zaman etkilemiştir.
Yazarın dili oldukça akıcı ve sade. Bu yüzden kolay okunan bir kitap.
Yalnız, yazarın kadın ve erkeği belli kalıplara sokarak anlatması beni rahatsız etti. Bunun dışında bazı cümlelerden etkilenmedim desem yalan söylemiş olurum.
Çokça rastladığım ve okumak için can attığım, rastlantı sonucu direk üzerine atılıp satın almamla başlayan birkaç günlük maceram... Mutlulukla bitirdiğim bir maceram. Kitabı bitirdikten sonra keşke biraz daha okuyabilsem dediğim kendimi içinde hissettiğim bir roman...
Romanın en çok nesini sevdin diye sorsanız buna hikayenin bir çocuk gözüyle anlatılması cevabını verirdim. Scout adlı küçük kızın gözünden olayları akıcı bir şekilde okuyabiliyorsunuz.
Yazarımız kitabın ilk bölümünde daha çok Scout'un yaşamı üzerinde durmuş. Abisi Jem ile aralarında 4 yaş vardır. Babası, Atticus'un, mesleği avukatlıktır. Komşularını ve mahalleyi anlattığı, maceraların yaşandığı bölümdür bu kısım. Çocukların Öcü Radley ile olan ilişkileri daha ağır basmaktadır.
İkinci bölümde ise Atticus kendisine verilen davayı ve o dava çerçevesinde gelişen olayları anlatır. Genç bir siyahi adam, genç bir kızın ırzına geçmesi suçuyla yargılanıyordur. Okurken yer yer heyecanlandığım bölümler bu kısımda çok daha fazlaydı. Okuduğuma azıcık bile pişman olmadığım bir kitaptı. Sizi gülümsetecek bir kitap...
Umarım siz de okuduğunuz zaman benim gibi zevk alırsınız :)
