Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kitaplı Günler

Kitaplı Günler
@D_S_D_S
Mutsuzluk insanları kırılganlaştırırken sürekli acı çekmek de adaletsiz olmalarına neden olur.
Sayfa 76
Reklam
Orada, askeriyedeki arkadaşlarım arasında hiç olmadığım kadar özgüvenli oluyor, rahatladıkça konuşuyor, şakalar yapıyor, herhangi bir zorlamanın var olan zihinsel güçleri kısıtladığını, insanın gerçek niteliklerinin rahat olduğu zaman gün ışığına çıktığını anlıyordum.
Sayfa 72
Bu tuhaf kısıtlamayı hissettiğim zaman kendimi böyle cezalandırmanın anlamsız ve aptalca olduğunu bildiğim de bir gerçekti. Başkalarından esirgenen bir zevki kendimden de esirgemenin, başka biri mutsuz olduğu için kendimi mutluluktan mahrum etmenin hiçbir anlamı olmadığını, biz gülerken ve saçma şakalar yaparken, her zaman başka birinin güçlükle nefes alarak can çekişmekte olduğunu, binlerce pencerenin arkasında sefalet ve acının yaşandığını, kadınlar ve erkeklerin aç olduklarını, birçok yerde hastaneler, taş ocakları ve kömür madenleri bulunduğunu, ağır işleri olan birçok insanın fabrikalarda ve bürolarda gecesini gündüzüne katarak çalışmakta olduğunu, sayısız mahkûmun gün boyunca ağır işler yaptığını ve başka birinin, hiçbir neden yokken kendisine işkence etmesinin bu insanlara hiçbir yararı olmayacağını biliyordum. Dünyadaki bütün acıları aynı anda ayrıntılı olarak düşünmeye başlarsanız hiç uyuyamayacağınızın ve bütün gülüşlerin bogazınıza takılıp kalacağının da bilincindeydim.
Sayfa 61

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İleri, ileri, ileri, dörtnala, dörtnala, dörtnala! İnsan dünyanın öbür ucuna kadar böyle koşabilseydi ne güzel olurdu!
Sayfa 60
Benimde :)
En önde ilerliyordum. Ata binmek benim için tutkulu bir zevkti. Soğuk hava ıslık çalarak yüzüme çarparken kanımın, yaşam ateşini gevşeyen bedenime yayarak belimden yukarı yükseldiğini hissediyordum. Sabah havası harikaydı. Önceki gecenin nemi hâlâ hissediliyor, işlenmiş toprağın nefesi, çiçekleri açmakta olan çayırların kokusu duyuluyordu. Aynı zamanda çevremizde, atların burun deliklerinden dışarı üfledikleri soluklarının nemini hissediyorduk. Uyuşuk ve uyku sersemi olan bedeni silkeleyen, yoğun bir sisten çekip alır gibi canlandıran bu ilk sabah koşusu her zaman hoşuma giderdi.
Sayfa 59
Reklam
Ama verdiğim karara sadık kalamadım. Sabırsızlanıyordum. Huzursuzluk içindeydim. Suçumun bağışlandığından emin olmak, belirsizliğin neden olduğu tedirginlikten bir an önce kurtulmak istiyordum.
Sayfa 44
Hareket halinde olmak bir dereceye kadar sıkıntılarımı unutmamı sağlıyordu ama tedirgin edici anılar hâlâ kafamın içinde dolanıp duruyordu ve boğazımda acı zehre batmış sünger misali bir yumru vardı.
Sayfa 43
Bir insanın bir örgüte karşı çıkması, kalabalıkla birlikte hareket etmekten çok daha fazla cesaret gerektirir. Savaşa karşı çıkmak bireycilik gerektirir ve bireyciler, bu gitgide artan örgütlenme ve makineleşme döneminde nesli tükenmekte olan bir insan türüdür.
Sayfa 11
Savaş mekanizmasını kumanda eden askerî ve sivil kurumlar uyumamış, bizim ütopik hayallerle başımız dönerken onlar halkın büyük çoğunluğunu etki altına almak için barış döneminden mümkün olan en etkin biçimde yararlanmışlardı. Bu durum önceden hazırlanmış ve ateşe hazır hale getirilmişti. Şu anda bile, deneyimli propaganda mekanizmamız sayesinde halk arasında devlete itaat duygusu olağanüstü boyutlara ulaşmıştı ve oturma odalarımızdaki radyolardan seferberlik ilan edildiğinde en küçük bir direniş olmayacağı gerçeğiyle yüzleşmek zorundaydık. Bugün insanlar, kendi iradesi olmayan toz zerrecikleri gibiydiler.
Sayfa 9
Bir yazarın hayal gücünün her zaman canlı olduğu, sürekli olarak bitmez tükenmez olaylar ve hikâyeler yarattığı çok sık rastlanan bir düşüncedir ama bundan daha yanlış bir düşünce olamaz. Aslında yazar, hikayelerini kurgulamak zorunda değildir. Sadece kişilerin ve olayların ona kendiliğinden ulaşmasına izin vermesi yeterlidir. Eğer yüksek bir gözlemleme ve dinleme yeteneği varsa olaylar ve kişiler, onları yansıtacak biri olarak onu daima arayıp bulacaklardır.
Sayfa 5
Reklam
Hadis-i Şerif
"Her ümmetin bir emini vardır, bizim ümmetimizin emini de Ebû Ubeyde b. Cerrah'dır."
Yahudiler hiç değişmeyecek galiba
Es'ad'ın hastalığı gün geçtikçe agırlaşınca Yahudiler bir propaganda baslattılar. Dediler ki: "Muhammed nasıl bir peygamber ki kendi arkadaşını bile iyileştiremiyor, daha bir hastaya şifa veremeyen nasıl peygamber olur?" Efendimiz (sas) bunu duyunca: "Onlar bilmiyorlar mı ki şifa veren Allah'tır, Allah şifa vermeyince ben ne yapabilirim ki" dedi.
Es'ad b. Zürâre'nin Hayatından Mesajlar
-Hayır yollarında öncü ol ki attığın adımlarla peygamberi sevindirebilesin. -Yapacağın işlerde beklentisiz kal ki tüm ecrini ve mükâfatını ahirette alabilesin. -Evini, barkını, işini Yesrib olmaktan çıkar ki yaşadığın dünyayı Medine yapabilesin. -Konuşacağın sözü, ifade edeceğin usûl ve üslubu çok iyi ayarla ki muhataplarının gönüllerini fethedebilesin. -Peygamberini derin bir sevda ile sev ki onu kendine kefil, ailene vekil yapabilecek saâdete erebilesin.
Cerîr b. Abdullah Hayatından Mesajlar
-Hakikati elde etmek için gayret göster ki nübüvvet bahçesine girebilesin. -İradenin hakkını ver ki bu çağın Yûsuf'u olabilesin. -Elindeki nimetleri imanın hizmetine sun ki Ehl-i Beyt'ten sayılabilesin. -Çağın putlarını Hz. Cerîr gibi kır ki peygamberi rahat ettirebilesin. -İslam yolunda güzel çığırlar aç ki öldükten sonra bile hesap defterini işlettirebilesin. -İmanına zulmü, yani şirki bulaştırma ki tüm korkulardan emin olabilesin. -İslam'ın büyüklerine gereğince ihtiram göster ki değerine değer katabilesin. -Başkalarının ayıplarını, kusurlarını ört ki merhamete muhatap kılınabilesin. -Dürüst bir tüccar ol ki hiç bir gölgenin olmadığı günde rahmeti kazanabilesin.
Hadis-i Şerif
O, ayın on dördündeki aya baktı ve:'Şüphesiz ki sizler, bu ayı gördüğünüz gibi Rabbinizi göreceksiniz ve onu görmekte, kalabalıktan dolayı sıkıntı çekmeyeceksiniz.' diye buyurdu.
410 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.