“Aşk cana yürümektir. Cana dokunmaktır. Bir şeyin sana dokunması gibi. Senin bir şeye değmen gibi... Mesafelerin mecaline varmak gibi. Bir yüreğe uzaktaki de dokunur, yakındaki de. Hatta sen de dokunursun sana, ancak hepsinde farklı mesafeler vardır. Bu mesafeler imtihandır, ayrılıktır, hüzündür. Mesafeler arasında nice canlar yanar. Can verilir, canlara kıyılır, bu yolculukta aşktır ya, uğrunda her çile çekilmeye değer. Bu çilelerden en acısı da severken susmaktır. Ah, keşke aşk hususunda hakkıyla susanlardan olsaydım. Aşkımdandır dilsizliğim.”