Bu yaşıma gelene kadar öğrendiğim en muazzam şey tepkisiz kalabilmek. İnanılmaz kırılmış, şaşırmış ya da üzülmüş olsam bile her şeyin olabilirliğini, herkesin her şeyi yapabileceğini kabullenmek...
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme, artık neye yarar?
“Etrafınıza şöyle bir göz gezdiriniz! Gerçek hayat denilen şeyin ne olduğunu, nerede olduğunu bilmiyoruz bile! Kitaplarımızı ve hayallerimizi elimizden alsalar, öylece ortada kalakalacağız.”
Sesler vardı her daim fakat işitmezdin bazen. Sağır olur duymazdın. Çoğu zaman duyayar fakat anlamazdın. Ugultudan ibarettir yanlızca. Ugultular cığ gibi artar, artar ve sonra yıkıp geçerdi... Kalbin, hislerin, bu yıkım altında can çekişir, elinden bir şey gelmezdi...