Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Didar

Didar
@Dddqr
5 okur puanı
Eylül 2022 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
"Dünya şeklin yuvarlaklığının içinde,bense halkanın dışındayım;derken katılıyorum,içinde hapsoluyorum,bütünleşiyorum.Dünya bir bütün,bense dışındayım,bağırıyorum: Ah!Kurtarın beni,zaman halkasının dışına sonsuza dek savrulmaktan kurtarın!"
Reklam
"Korku ve nefret;korku ve nefret...Bazen hayatında bir tek bu ikisi varmış gibi geliyordu.Kendinden başka herkesten korku,kendindense nefret."
"Daha kabindeyken kendimi acınası bulurdum,üstelik sadece senin değil, bütün dünyanın önünde,çünkü benim için her şeyin ölçüsü sendin."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Of,Tanrım!Ruhum mezardayken bedenim yaşamış,ne yapayım?
En korkunç yalan da budur:Kendimize karşı bile kullanacak kadar pençesine düştüğümüz bu derin ve gizli yalan..
Reklam
"İnsanların en zayıf tarafları,sormadan,araştırmadan,düşünmeden,kafalarını patlatmadan inanmak hususundaki hayret verici temayüllerdir.Dünyadaki yalancı peygamberleri yetiştirmek ve beslemek için en iyi gübre,işte bu bilmeden inanmak için çırpınan kalabalıktır."
Ama yine de gerçek denilen şey,beklenmedik bir şekilde sevmediğim yerlerde olabileceğinden oldukça acınası hissettiriyor.
Neden güç onlarda?Çünkü sizler onlara bunu veriyorsunuz.Ve siz korkak olduğunuz sürece güç onlarda olacak.
"Bunu gece günlüğüme yazacağım." "Neyi?" "Ateşten yananın ateşe doymadığını."
Her türlü zorbalığın toplum tarafından makul ve yerinde bir gereklilik olarak karşılandığı,beraat kararı gibi her türlü merhamet göstergesinin toplumda tatminsizlik ve intikam duyguları uyandırdığı bir dünyada adaleti düşünmek gülünç değil midir?
Reklam
Düşünebildiğim sürece sorun yok,önemli olan da bu.
Bir güzellik yaratmak istedin,ama güzellik hakkında hiçbir şey bilmezken nasıl yapacaksın bunu?
Bana bak Martin Eden,denizine ve gemilerine dön.Benim sana tavsiyem budur.İnsanların şu hastalıklı,çürümüş şehirlerinde ne yapıyorsun sen?
Haritasız ve dümensiz kalmış,gideceği limanı olmayan bir gemiydi.Kendini akıntıya bırakıp sürüklenmek,en azından hareket etmek,hayatta kalmak demekti ki içini acıtan şey de zaten buydu;yaşamak.
Biri göğsünden kalbini söküyormuşçasına acı çekiyordu..
Kahramanımız daha önce zaten ölmemiş olsaydı,bu bakışlar onu kesin öldürürdü..
Reklam
Bay Golyadkin yalnızca kendinden kaçmak istemiyor,bir daha geri dönmemek üzere ortadan kaybolmak istiyordu.
Daha dün ruhlarının yalnızlığında,hasta odalarının loşluğunda çabucak ölmeyi arzulayanlar,başkalarının yaşamını ve mutluluğunu görünce nasıl da yaşamak istiyorlar?
Şüphelerimin nesnesini ifşa ettiğim takdirde tüm dünya bana deli gözüyle bakacaktı;peki gerçekten o ölçüde deli miydim?
"Devlet denen varlık büyük bir aile gibidir,halk ise sizin küçük kardeşleriniz.Alt tabakanın yaşadığı bu utanç verici koşullarda üst sınıfların da payı vardır.Unutmayın,halk uzun süre sabredebilir ama her sabrın bir sonu vardır."
Kendinizi suçlayın! Kendinizi tedavi edin! İnsanları nasıl eğiteceğinizi kendiniz öğrenin! Tanrı'yı önce kendiniz bulun,ondan sonra insanlara Tanrı'ya giden yolu gösterin!
Sayfa 19