instagram.com/reel/C56m9QHsSr...
Ben korku değilim kapı aralarında
Pencerenin infilâkı değilim
Gölgeleri yüzlerinden tanırım
Bir resim bir ressamı ağlatır bir yerlerde
Bir eşya bir hamalı
Ben hâlâ öğütülen anılarıma değil
Değirmene inanırım
Bu derin aldanış kimden kalmadır
Bu uzaklık, bu diba
Söyle bana hindiba
Sen nasıl bu kadar kelâmın hası
Sen nasıl bu kadar şiir bohçası
Sen nasıl bu kadar esrarlı bir mum
Sen nasıl bu kadar rüya bahçesi
instagram.com/reel/C0XYEzXMfI...
Ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık!
Ve toprağın rüyaya yılan gibi girişi.
Sana da, Monna Rosa, taş bebeği bıraktık,
Ellerinde kılçıklı balıkların bir dişi.
Senin hatıran gibi büyük, yeni, karanlık;
Senin hatıran kadar Allah ve şeytan işi...
Ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık!
instagram.com/reel/C0KO89wswx...
Aynalar okurdu beni
Oklar yağdırır gibi
Her bakışımda bir sözcük bırakıp
Çukuruna dolardı gamzemin.
Ve gamzemi öpe öpe
Sırlar biriktirirdi sır dolu gözlerim.
instagram.com/reel/CyDmWKnsy2...
Baş köşeyi kim aldı, kime verdin?
Bir bardak soğuk su gibidir onlar
Ellerinin uzandığı her masada taş gibi bir çay.
Bizim içtiğimiz çay da çaydır.
Çarpık dudaklı, ezik gözlü allı mavili çaylar
Şehirlerden çok güneş vardır o çaylarda
O çaylar dağları bin parça eder getirir.
Yaşamayı çağıl çağıl getirir.
Dans eden bir kadının ayak bilekleri gibidir onlar
Judy Garland gibi çay, kan gibi çay
O çaylardan su içenlerin gözleri
Benim çay bardağımda senin gözlerin olur
Senin gözlerin sizin çay bardağınızda.
1
Adam
Şifası zamana yayılmış bir derdin içinden
Kopup gelmiş daha hastalanmadan
Patika yollar, kum ocakları, köyler
Dudakları kıpırdamadan, sesi çıkmadan
Boşluğa Bağıra bağıra
Sezai Karakoç ve monna rosa serisi hakkında söylenecek çok şey var. Baş ucu diyebileceğim En efsane şiirleri içinde barındıran bir kitap.
Sıkı okurluk davasına bir inceleme paylaşılması gerektiği için paylaşıyım dedim. Keyifli okumalar dilerim...
instagram.com/reel/CsW1EBjgwU...
Sobanın üstünde çaydanlık
Mavi ateş duman giyinmiş.
Bir sabah,
Aynada yüzüm silinmiş,
Oyunun ortasında perde çekilmiş.
Yalnızca sesler!
Pencere önü hayalet çocuklar.
Rengi çekilmiş her şeyin
Tavanda asılı lamba
Ellerim kararmış.
Bir sabah,
Dünyanın renkleri çalınmış.
Kaldırımlar, binalar, insanlar
Güneşsiz, aysız, gök karanlık
Gölgeye badanalanmış sokak lambaları
Sesler, altın sesler, gümüş sesler
Bütün renkleri sesler çalmış.
(Armağan Bayraktar)
instagram.com/reel/CrHZ16RI3k...
Ölümcül bir iz var bende
Birikir kokulu özlemler
Geceden sabaha
Şehri uyandırır
Salkım salkım kuşlar
Ağaçlardan yükselip.
Şimdi kimseye anlatamam
Uykusuzluğumu.
(Kadir Sefa)
instagram.com/reel/Cqq61u6AZR...
Bu yaşta artık uzar mı boyum
Kendime iyi baksam peki ömrüm
Gözümü kapatsam, ne ki,
Her şey yerli yerinde
Gözünü açsanda, fark etmiyor,
Zamanı geldiğinde...
(Armağan BAYRAKTAR)
instagram.com/reel/Cp0vqsKg94...
Kalk git diyor içimde bir insan sesi
Mavi beyaz yeşil insan
İçimde yeni bir heykel yontuluyor kandan
Bir fırtına büyüyor kandan
Başlıyor içimde bir kan gecesi
Git diyor içimde bir insan sesi git kulak ver o sese
Mezarlara yerleşmiş adsız ölümsüz o sese
instagram.com/reel/Cpk9lgWAqY...
Çocuktum,
Güzel günler yakın denildi
Büyüdükçe anlarsın.
Bekledim,
Güzel günler çok yakın denildi
Büyüdüm anlamadım.
Benim için
Hiçbir yakın bu kadar uzak değildi
Geçiyor vakitler...
(Kadir Sefa)