Mert Derin ☾☆
@Demireli
Küçük işleri unutandan büyük adam olmaz…
instagram.com/mert_derin
Architect
Lisans
Aksaray
13 Ağustos 1992
39 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Hayatta her durumda, her zaman üç seçeneğiniz vardır: onu değiştirebilirsin, kabul edebilirsin ya da bırakabilirsin."
—Naval
Artık Aşk bir sevgi meselesi değil, Bir ihtiyaç meselesi.
Yani neyi sevdiğinle ilgili değil, neye ihtiyaç duyduğunla ilgili.
Gel gör ki; sana ihtiyacım var cümlesi, seni seviyorum kadar masum değil sanki.
Hep kendi çıkarını kollayan bir yanı var.
ve işin kötüsü kimse kimseye muhtaç olmak istemiyor.
Allah kimseye muhtaç etmesin diye dua etmiyormuyuz.
ve şimdi bu sevda işine bulaşan herkes kendi sessizliği için de yanlız ve galiba artık hepimiz kendi yanlızlığımıza aşığız.
ve bazen o yanlızlığı başkalarıyla aldatıyoruz.
ve Allah a şükür kimseye muhtaç değiliz.
yani sevgi de acı
Ali artık Ayşe yi sevmiyor ihtiyaç duyarsa arar...
- Yılmaz Erdoğan -
Çevrenin önemine her gün daha fazla ikna oluyorum. İyi konuşan insanlarla iyi konuşuyor, iyi giyinen insanlarla iyi giyiniyor, farklı fikirlere açık insanlarla daha kaliteli diyaloglar yürütüyorsunuz. Kontrolcü, kompleksli, kibirli çevreden uzak durmak mental sağlığın anahtarı.
Okur Takip Önerileri
Pırlantadan alınmayan vergi, kitaptan alınıyordu; Çünkü pırlanta alandan değil, kitap okuyandan korkuluyordu.
Emile Zola
Düşündüklerini yaşayan insan, geleceğin efendisidir. Yaşadıklarını düşünen ise, geçmişin kölesi.
-Freud
Zenginliklerin en üstünü akıldır.
Yoksulluğun en büyüğü ahmaklıktır.
Korkuların en korkuncu kendini beğenmektir.
Soyun sopun en yücesi ise, güzel huydur.
Ahmakla eş dost olmaktan sakın, o sana faydalı olmak isterken zararı dokunur.
Nekesle (Cimri-Elisıkı) eş dost olmaktan sakın, zira ona en çok ihtiyaç duyduğun anda yardımına koşmaz oturur.
Kötülük edenlede eş dost olmaktan sakın, zira o seni pek az şeye satar gider.
Bir de
Yalan söyleyenle eş dost olmaktan sakın, zira o serap gibidir, uzağı yakın gösterir sana yakınındakini uzaklaştırır senden.
İnsanların gerçek renkleri hep sizden
istediklerini alamadıklarında ortaya
çıkar.
Değersizlik duygusuyla boğuşan zayıf karakterli birini hayatından çıkarttığında seni karalamaya, hakkında türlü iftiralar atmaya ve akıl almaz dedikodular yaymaya başlayacaktır.
Bu durum aslında seninle ilgili değildir.
Bu kişiler, kendilerini yüceltmek, haklı çıkarmak ve değerli hissetmek için eski arkadaşlarını, partnerlerini, hatta hayatlarındaki hemen herkesi kötüleme ihtiyacı duyarlar.
Çünkü böyle insanlar, derinden derine kendi değersizliklerine inanırlar.
Başkalarını küçük düşürerek ve değersizleştirerek, kendi eksikliklerini ve yetersizlik duygularını bastırmaya çalışırlar.
Tüm bunlar, aslında o kişinin iç dünyasındaki gel-gitlerin, kendine duyduğu öfkenin ve güvensizliğin bir yansımasıdır.
Oysa gerçekten mutlu ve kendinden emin insanların, başkalarını karalamaya ihtiyacı yoktur.
Onlar, kendi yollarına bakar ve yaptıkları işlerle konuşurlar.
“Kötü bir insan ile iyi bir anlaşma yapamazsınız.”
— Warren Buffett
Jung kırmızı kitabında özetle diyor ki:
Hakikate giden yol içe yönelmekten geçer.
Fakat yalnızca aydınlıkta insanın kendini tam olarak keşfetmesi mümkün değildir.
Çünkü sadece karanlıkta görülebilen şeyler vardır.
Bu sebeple ruhsal dönüşüm acı verici ama gereklidir.
Düşmüş kalkmış, yalnızlığı tatmış, hayatın anlamını sorgulamış, varoluşsal kaygılarla yüzleşmiş biri için artık toplum standartlarına göre "iyi insan" olmak çok da fifi' dir.
Toplumun onayını seçmektense kendini seçebilmek, özgürlük için ödenmesi gereken mütevazı bir bedeldir.
Başkalarının hatalarıyla uğraşma, kendi hatalarından ders al.
Başkalarının başarılarını kıskanma, kendi başarılarının tadını çıkar.
Başkalarının yolunu eleştirme, kendi yolunda ilerle.
Unutma, herkesin hikayesi kendine özgü.
Kendi yolculuğuna odaklan!