Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Deniz Balkan

Deniz Balkan
@DenizBalkan
“cause we’re the masters of our own fate, we’re the captains of our own souls” 05.07
Kelimeler! Salt kelimeler! Ne korkunç şeylerdi onlar! Ne kadar açık seçik ve canlı ve acımasız! Onlardan kaçabilene aşk olsun. (...) Salt kelimeler! Kelimeler kadar gerçek bir şey var mıydı?
Reklam
"Ben basit hazlara bayılırım," dedi Lord Henry. "Basit hazlar karmaşıklığın son sığınağıdır."
Var olan her enfes şeyin arkasında trajik bir şey vardı. En adi çiçeğin açabilmesi için dünyaların acı çekmesi gerekiyordu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Duyguların üstün yanı bizi yoldan çıkarmasıdır, bilimin üstün yanı ise duygusal olmamasıdır.
İnsan renklere, güzelliğe, hayattan alınan keyfe sempati duymalıdır. Hayattaki yaralardan ne kadar az konuşulursa o kadar iyi.
Reklam
Şimdilerde insanlar bir tür inatçı aklıselim yüzünden ölüyorlar ve insanın hayatta pişmanlık duymadığı yegane şeyin yanlışları olduğunu keşfettiklerindeyse iş işten geçmiş oluyor.
İnsanın gençliğini geri getirmesi için tek yapması gereken aptallıklarını tekrarlamasıdır.
Güzel müziğe bayılırım, ama ondan korkarım da. Beni çok romantikleştiriyor.
Tanıdığım sanatçılar arasında kişi olarak eğlenceli olanlar yalnızca kötü sanatçılardır. İyi sanatçılar sadece eserlerinde var olurlar ve dolayısıyla kendilerinin kim olduğuyla hiç ilgilenmezler.
Deneyimin etik açıdan değeri yoktu. Deneyim insanların yanlışlarına verdikleri addan başka bir şey değildi. (...) Gerçekten gösterdiği tek şey geleceğimizin geçmişimizle aynı olacağı ve bir kez işlediğimiz ve istikrahla işlediğimiz günahı sonrasında birçok kez, üsteli güle oynaya işleyeceğimizdi.
Reklam
Çoğu zaman başkaları üzerinde deney yaptığımızı düşündüğümüzde aslında kendi üzerimizde deney yapıyorduk.
Dante'den daha kalpsizdim. Sanırım bu kalpsizliği ondan saklamaya çalışmıştım çünkü beni sevmesini istemiştim.
Kendime acımam bir tür sanattı resmen. Galiba bir yanım bundan hoşlanıyordu.
Bir keresinde, ben altı-yedi yaşındayken babama çok kızmıştım çünkü benimle oynamasını istiyordum ama o hep çok uzaklardaydı sanki. (...) Tüm çocukluk öfkemle anneme, "O adamla nasıl evlenebildin?" diye sormuştum. (...) Gözlerimin içine bakmış, sükûnetle, "Baban çok güzeldi," demişti. Bir an bile tereddüt etmemişti. Onca güzelliğe ne olduğunu sormak istiyordum.
Çaresizlikten veya üzüntüden hasta olan insanların hikayelerini duymuştu, acı duyguların bazı insanların bütün enerjisini tüketebileceğini biliyordu. Bunları hep küçümsemişti, çünkü nasıl zayıf bir insan, kalbinin tutkularına yenik düşerdi? Ama şimdi hepsini çok iyi anlıyordu. İlk kez, bir insanın bir kılıçla kesilmeden veya boğazına bir ok yemeden de yaralanabileceğinin farkındaydı. Ruhta açılan bazı yaraların en güçlü askeri bile yere serebileceğini düşündü.
Sayfa 391Kitabı okudu
56 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.