Bir fırtınanın eşiğindeydi köklerimiz
Birer yapraktık farklı rüzgarlarda savrulan
Tesadüf değildi toprağın aynı zerresine düşüşümüz
Baharın gelişi bundandı
Tutunurken ait olduğumuz hevessiz, cansız dallara
Ertesi yarınsız umutlara,
Esmeseydi rüzgar eğer, sahi nasıl yeşerirdik
Aynı toprağın sıcak bağrında?
İşte tomurcuktayız, yine baharda
Derilsek de artık sevgilim bin defa
Ne fayda?
Henüz değmemişken tozlu yapraklarımıza
Çiy taneleri, kışın soğuk esişleri,
Sabret, yaşanacaklar elbet bir mehtap kadar uzakta.
Can DURU
Gündüzün açık seçikliğinden gecenin mahremiyetine sığınmış bir balık, durgun denizde dalgalı gözlerle ilerliyordu. Karanlıkta yolunu bulmasını sağlayan yalnızca yolunu kaybetmiş olanın sevebileceği biricik ayının ışığıydı. Birazdan sabah rüzgarı denizin yüzünü öpecek, güneş bütün ihtişamıyla yükseldiği yerden bulutlarla dansına devam edecekti. Yalnız o, sadece o ayrı kalacaktı hiç ulaşamadığı sevdiğinden. Gündüzlere olan nefreti de bundandı. Uçsuz bucaksız denizde, havuzdaki süs balığından farksızdı o. Asla ulaşamayacağı kadar yükseklerde olan biricik ayını seyretmekten başka ne gelirdi ki elinden? Mademki uçup gidemeyecekti sevdiğine, Tanrı neden çırpınmaktan başka bir işe yaramayan kanatlar vermişti, neden aşk tohumlarını gönlüne ekmişti?
Artık anladı, düşünmek faydasızdı. Ona ulaşamamak da ondan gelen bir acıydı ve bunun mutluluğu içerisinde seyre daldı(...)
youtu.be/bs_xOQaECVk?si=...
Biraz da "Hiç yoktan iyidir." lafına bile layık olamayan 5 kuruş üzerine konuşmak istiyorum. Nedir bu 5 kuruşa biçtiğiniz değer? 1 değil ki işe yaramaz göresiniz. Küçücük bedenine rağmen sığdırdığı 5'i nasıl görmezden gelebiliyorsunuz? Yere düştüğünde kaldırmaya bile değmeyecek kadar ne yaptı size 5 kuruş? Sizi öyle severdi ki bu 5 kuruş, cebinizde en kuytulara, çantanızda en diplere girerdi. Olur da bir fırsatını bulup başka birine vermeyesiniz diye. Sizinle kalabilmek için kendinden çok şey verdi 5 kuruş. Eskiden olsa şu kapısında renkli balonlar olan bakkala gittiğinizde kişiye göre fiyat biçen, utanmasa donunuzu bile alacak olan bakkalcıdan bir sürü şey almanızı sağlardı. Bozdurup bozdurup harcadınız 5 kuruşu ve geriye 5'ten başka bir şey kalmadı. Geçenlerde başına gelen bir şeyi hiç unutamıyormuş: Birisinden hak ettiği değeri görmeye ramak kaldığını düşündüğü bir esnada alışveriş fişinin içerisine buruşturulup çöpe fırlatılmış. 5 kuruşun dertleri bitmez fakat sevindiği bir şey de yok değil: Artık onun yerine sakızı tercih etmiyorsunuz, bu durumdan nasıl mesut bir bilseniz...(Edemediğinizi bilmiyor, duyarsa çok üzülür, aramızda kalsın.)
Soruyorum size, 5 kuruşa değer verdiniz de o mu buna layık olmadı?
5 kuruşları sevin.