Gündüzün açık seçikliğinden gecenin mahremiyetine sığınmış bir balık, durgun denizde dalgalı gözlerle ilerliyordu. Karanlıkta yolunu bulmasını sağlayan yalnızca yolunu kaybetmiş olanın sevebileceği biricik ayının ışığıydı. Birazdan sabah rüzgarı denizin yüzünü öpecek, güneş bütün ihtişamıyla yükseldiği yerden bulutlarla dansına devam edecekti. Yalnız o, sadece o ayrı kalacaktı hiç ulaşamadığı sevdiğinden. Gündüzlere olan nefreti de bundandı. Uçsuz bucaksız denizde, havuzdaki süs balığından farksızdı o. Asla ulaşamayacağı kadar yükseklerde olan biricik ayını seyretmekten başka ne gelirdi ki elinden? Mademki uçup gidemeyecekti sevdiğine, Tanrı neden çırpınmaktan başka bir işe yaramayan kanatlar vermişti, neden aşk tohumlarını gönlüne ekmişti?
Artık anladı, düşünmek faydasızdı. Ona ulaşamamak da ondan gelen bir acıydı ve bunun mutluluğu içerisinde seyre daldı(...)
youtu.be/bs_xOQaECVk?si=...
Bu tarz içime işleyen şarkılardan sonra hep merak ederim. Dahasını nasıl bulurum , bulursam güzelligini kaybeder mi ? Ve de ben hepsinden habersizken nasıl denk gelir bunca insan bu şarkılara