"Duyguların hükmettiği bir insan için aşk fazlasıyla karmaşık. Öyle ki birine baktığında onu görmemek diyebilirim aşk için. Düşünsene, birine bakıyorsun ve onu görmüyorsun. Ona baktığın anda gördüğün tek şey, hislerin. Kompakt bir hayalin merkezine yerleştiriyorsun karşındaki kişiyi. Her mimiğini, her söylediğini, her bakışını hayaline yontuyorsun. Mesela hiçbir âşık, sevdiğini tasvir edemez. Binlerce kez gördüğü, uyurken bile izlediği yüzün resmini çizdiremez. Ne ilginç değil mi? Kelimelerle dans eden şairlerin bu konuda yetenekli olduğu düşünülür fakat akıldan ziyade hisleri devreye girer o şiirlerde de. Süslü tanımlamalar, soyut betimlemeler ve benzetmeler vardır dizelerde. Bu, büyük bir aşkın kaleme yansıması değildir. Bu, çaresiz bir anlatımın sunum şeklidir.”