Düşünmenin, düşüncelerini hür bir iradeyle ifade etmenin yasak olduğu karanlık, prangalı yıllarda tahmin edersiniz ki 80li yıllarda yazılmış; belgesel tadında bir kitap. Bir sonraki sayfayı merak ederek açtım hep. "Acaba ne olacak?"diye. Bu muhteşem eserin yazarı da kendisi gibi muhteşem bir adam. Öncelikle Haktan gani gani rahmet diliyorum. Devri daim olsun.Yeşilçamın vazgeçilmezlerinden olan Tarık Akan, yanlış bir manşet sonucu içeri atılır. Şube şube,hücre hücre gezer. Başına gelenleri bir bir yazar. Anılarını okuduğumda duygudan duyguya geçtim. Kahkaha da attım bazen. Bazen bazı satırları gözlerim dolarak okudum. Bazen çok korktum, bazense kanım çekildi resmen dehşete düştüm. Bunları göze alarak başlamıştım zaten okumaya ama vicdanıma yenik düştüm zannediyorum.
80li yılların kaosunu, ortamın ne kadar gergin ve ne kadar korkutucu olduğunu hepimiz ana/babalarımızdan, abilerimizden, dayılarımızdan dinlemişizdir. Bu değerlendirme yazımı o zaman yazsaydım zannediyorum bana da Selimiye yolları görünmüştü . Kim bilir belki üstatla aynı hücredeydim. Fikirlerin saklanmadığı, kimsenin önünde el pençe divan durmadığımız, rahatça yazabildiğimiz, çizebildiğimiz, türküler söylediğimiz, aydınlık yarınlara.. keyifli okumalar dostlar ️