Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.40
Neziha Demir
Neziha Demir
@Dilhun342
Antalya
Antalya, 6 Mart
60 okur puanı
Mart 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
-Jerome_David_Salinger608.jpg){kind=small}
Okuma Hedefleri
İyi geceler bugün bu kitabı bitirdim.Aslında ilk başta dedim ki ne okucam ya falan sonradan okumaya karar verdim.Kitap nerdeyse 300 sayfa yani bi başlasanız bi kaç saat içinde rahatlıkla bitirebilirsiniz ama ben başucu kitabı olarak okumayı tercih ettim.Kitaptan bahsedecek olursak öncelikle kitabı bi seven taraf var yani öven okunulması gerek
Merhabalar bu kitabı sonunda bitirdim.Genel olarak incelemelere baktığımda herkes çok beğenmiş.Kapak kızıyla başlayan roman burda bizzat kapak kızının hayatını anlatıyor birebir onun ağzından.Çokta uzak olmayan bir karakter bu Şebnem günümüzde bir çok kadının yaşadığı şeyleri yaşıyor , hem en acısını daha kötüsünü.Ama bu hayat ölümle bitmiyor.Türkiyenin belirli kesimlerinin davranışlarını , düşüncelerini hatta bu olaya bakışını yakından okuyoruz o hikayenin içinde kendimizi buluyoruz.Ama dediğim gibi kitapta anlatılan şeyler çok uzak değil yan sokaktaki apartmanda yaşayan bir aile , onun ailesi yada uzaktan bi akrabanız çok çok içindeyiz bu hikayenin.Kanlı canlı bir örnek bu roman.Günümüz ilişkilerine yada 80 li yıllara bi bakmak isterseniz okuyun diyorum lakin eğer benim gibi daha çok edebi eserler okumak hoşunuza gidiyorsa sizi açmayabilir.Kitapta beni rahatsız eden şeylerden bi tanesi çok rahat bir dil kullanılmış olmasıydı çoğu zaman argo vardı. ( karakterin hayatını daha iyi anlatmak için kullanılmış ) Bu durum beni rahatsız etti ama derseniz ki ben rahat gündelik yazılar okumayı severim rahatlıkla okuyabilirsiniz.Başka bi kitap daha var Osman adında onu okusam mı bilemedim ben bu kitabın sonlarına doğru sıkıldım , bırakmak istedim ama dedim başladım bitireyim.İyi okumalar.
Yav bu incelemeyi nasıl yazıyoruz yazdım yazdım olmadı jdjdj
Neyse bu yazarın üçlemesinin ilk kitabı aslında çokta uzakta kalmayan hepimizin çevremizde gördüğümüz ve içinde bizzat yaşadığımız kişileri anlatıyor.Hande Altaylı’nın “ kahperengi “ adlı romanını sevdiyseniz bunuda sevebilirsiniz.Bu kitapta asıl kahramanız bulunmuyor diğer kitapta kendi ağzından dinliyoruz burda ise en yakın arkadaşları ve ailesini tanıyoruz.Ben beğendim ama bu yazara çok vakıf olmadığım için fazla söyleyecek bi sözüm yok.İyi okumalar .
Okur Takip Önerileri
Yine bir Yaşar Kemal kitabı unutulmuş gitmiş insanlığı birde onun dilinden okuyun her konuyu kendine has erişilmemiş üslubuyla anlatırken bu konuda da kendini göstermiş , denk gelirsiniz okuyun diyorum :)
Bu yazarın okuduğum ilk kitabı tam olarak anlatımı olayları veriş biçimi yada Başka bi şeyiyle ilgili yorum yapmak doğru gelmiyor bana.Şu var ki toplumsal bir konu işleniyor lakin bildiğimiz düz yazı şeklinde değil daha üst mevkiden.Bir genç kızın hayatının bir olay dahilinde değiştiği ve ailesinin bundan sonra yaşadıkları anlatıyor.Bir çok kadın adını bilmediğimiz senin benim omun yada başkalarının tanımadığı onlarca o kadınlardan birinin hikayesi.Tam olarak bu dediğim şey.Toplumun tepkisi ahları vahları falan zaten okuyunca çevremizde olan tepkileri kitaba oturtmak ve öyle bakmak zor değil.Sadece bazı kişiler kopuktu olaydan pek anlamlandıramadım.Okudukça üzülüyorsunuz ne haldeyiz diye kitaptan okumak çok daha farklı hissettiriyor.Aradan zaman geçtikçe tekrar tekrar okunacak bir kitap.Bu kitap için sağlam şeyler söylenir yorum yapılır ama bu kadar yeter.
Benim için çok bambaşka bir kitap.Okurken çok ilginç şeyler hissediyorsunuz hangi birinden bahsetsem bilmiyorum.Çok sade bir şekilde yazılan sıradan bir olayı aşkı anlatan ama o kadar da okuduktan sonra unutulmayan bir kitap.Yazar , aşkı o duyguyu sevmeyi o kadar güzel anlatmış ki bilmiyorum ya hayatında bir kez kalpten seven bir insan yazarı çok iyi anlayacaktır.Beni ilk kısımlarında biraz acaba okumasam mı dedirtti ama sonradan çok sevdim kendimi kaptırdım.Çok iyi anlatmış ya cidden diyecek bir şeyim yok , duygusal olarak hüzünleniyorsunuz zaten şöyle bir şey var kitabı okurken sanki bir hikayenin içindesiniz ve yaşıyorsunuz.Bana şey geçti yani o bedenen ve ruhen yaşadığı deneyimler hepsini birbir hissediyorsunuz okurken.Kitapta birde şu var eski İran kelimelerinin geçmesi o çok hoş olmuş cidden okurken İran’ı da öğreniyorsunuz.Genel olarak bir duygusallık var bundan biraz sıkılabilirsiniz.Ama bu kitap için daha çok şey söyleyebilirim alışılmamış betimlemeler var daha önce İran edebiyatı okumamıştım ama bundan okumaya çalışıcam.Bi yerde görürseniz tereddüt etmeden okuyabilirsiniz, yazar hayalin gerçek olmasının üstüne çıkmış okurken çok farklı hissediyorsunuz.Ben ara ara okurken “ nasıl yazmış bu kitabı yani hangi kafayla bu cümleleri kurmuş demiştim.” Yazar , intihar etmiş dedim bu kadar hisli bir insan yine iyi yaşamış.Tanışmak istediğim yazarlardan biri daha :) Kitabın isminin bitirince niye “ kör baykuş “ olduğunu anlıyorsunuz.Bu kadar her şeyi yaşarken nasıl her şeye kör olabilir bi insan ve baykuş gibi aslında iyi biriyken nasıl bu kadar körebilir?
Yazarın başka bi kitabını okumadım galiba ama yazarımız bu kitabı hani kafayla yazmış anlamadım açıkçası yani kısa bir kitap.Pek bi şey diyemiyorum anlatımı konusunda güzel minik bir kitap sadece ben bazı kısımlarını pek anlamlandıramadım ama güzel :)
Merhabalaarrr :) Kitabı dün bitirmeme rağmen anca yazıyorum çünkü üzerine araştırma yapmak istedim.Bu kitabı okumaya başlamadan önce yörük nedir bunu öğrenin biraz araştırın daha sonra kitabı okumaya başlayın diyorum.
Yine ne desem yetersiz kalacak gibi hissediyorum.Kendimin yörük olduğunu söyleyeyim sonra incelemeye geçeyim.
Biz hala Antalya’da
Okuduğum ilk Yaşar Kemal kitabıydı yine kendi kendime bu insanı niye daha önce okumamışım dedim.Hemde bu kadar bu kültürün içinden gelirken ve bu kadar Anadolu’nun içindeyken ama o tarafın yani hikayenin anlatıldığı kısım biraz daha farklıdır daha bi yanıksıdır iklimi gibi insanları da mert gözü pek.İlk ismi bana çok değişik gelmişti, nasıl bir konusu olabilir ki hangi olay böyle bir isim koydurtabilir?Çok üzüldüm okurken için için Hasan’ın haline .Zaten yazar çok güzel anlattığı için kapılıp gidiyorsunuz onun dünyasına sanki Hasan’la birlikte siz yaşıyorsunuz onları o durumu .Hangi birini yazsam bilmiyorum nasıl bir insanın içine ince ince bazı duyguların işlenip onu yiyip bitirdiğini mi ? Yoksa kendi kendine düşünüp acaba ben neyi yanlış yapıyorum diyerek kimseye söyleyemeden psikolojisinin yavaş yavaş onu çökertmesini mi? Ya o kadar güzel anlatılmış ki o olaylar bi şey diyemiyorum yani .Hayatta hep birileri için kurban olmamız mı gerekir ? Yoksa hayatın zaten eninde sonunda bizi getirdiği son nokta bu mudur? Ben bu kitaptan bayağı bi etkilendim belki hala yada geçmişim de yakın çevrem de buna benzer olaylar yaşadığım içindir.Her yerde aynı baskı ve kitaptaki aynı olay var.Tanışmak istediğim yazarlara bir yenisi daha eklendi :) Mutlaka okuyun diyorum yine
Bugün uykum gelmediği için kitap okumak istedim ve bu kitabı bitirdim .Yaşar Kemal’in ikinci okuduğum kitabı niye daha önce keşfetmedim bu yazarı dedim ve bunun için çok büyük bir eksiklik hissettim.Kitabını sevdim zaten bu yazarı okuyanlar bilir ki çok bi şey anlatmaya gerek yok.Kitaptan biraz bahsedeyim efsanemiz o görkemli ihtişamlı ağrı dağında geçiyor ve anlatımı o kadar güzel ki ..sanki birebir o doruklarda rüzgarı içinize çekiyorsunuz , yalın kayalıklarda çıplak ayaklarınızla salınıyorsunuz.Ve bi kaç kez yüksek dağlara çıkmışsanız yazarın demek istediğini çok iyi anlıyorsunuz o hiçbir yerde duymadığınız kokuları duyuyor anımsıyorsunuz.
Bir kadersel olay sonucu 2 insanın birbirine aşık olup daha sonra türlü engelleri aşıp kavuşmasını konu ediniyor heyecanlı bol bol betimlemeli bir kitaptı.Zaten yazarın her kitabı betimleme gözde canlandırma açısından size görülmemiş bir zevk sunuyor.Herkesin bu kitabı okumasını isterim .Ha bide şey var kitapta bulunan kişilerin sınıfları hareketleri o kadar gerçeğe uygun tasvir edilmiş ve kişisel özellikleri çok iyi verilmiş.Bak buda kitabı ayrı güzel kılıyor bence.Ağrı dağını gidip görme isteği uyanıyor insanda bitirdikten sonra.Sonu biraz üzüntülü kavuşmasına kavuşuyorlar ama işte zalim kader bu sefer farklı örüyor ağlarını.Sosyal hayat hiyerarşik düzen insanların hali tavırları o zamanın gelir geçer gelenek ve görenekleri bunlarda çok iyi geçiyor insana.Denk gelirseniz mutlaka okuyun diyorum
:) uzun süredir inceleme yazmamıştım bu kitaba yazmak istedim “ Cengiz Aytmatov’un “ yine güzel insanı o sarı sarı bozkırlara uçsuz bucaksız dağlara götüren bir eseri.Bu kitabını çok sevdim , Cemile’nin aşkını o çaresizliğini sonra her şeye rağmen çalışmasını.En çok sevdiğim kısımlar dağların ovaların gökyüzünün eşsiz anlatımıydı.Betimleme olarak o kadar iyi ki , sanki kitap okumuyorsunuz oralarda geziyorsunuz gibi.Pastoral bir şiir gibi her şey ince ince her kelime her satır.Küçük bir hikaye ama vermek istediğinden çok daha fazlası.Bu yazarın sevdiğim özelliği kitaplarında doğanın o geçmiş zamanın ve doğanın bütün çıplaklığıyla okuyucuya geçirilmesi bu kadar güzel ki söyleyecek kötü bi şey bulamıyorsunuz.İyi ki yazmış ve iyi ki şuan okuyoruz .Mutlaka okuyun mutlaka :)
Din veya inanışla ilgili pek kitap okumadım o yüzden bu kitabı nasıl değerlendiririm bilmiyorum.Yazarı Alman asıllı ressam kitabında çok çok yer tasviri var yani ormanları , yürüdükleri yolları falan bir ressam edasıyla anlatmış bizzat gözünüzde canlanıyor.Asıl olay ise bir delikanlı olan Siddhartha isimli bi gencin hayatı , hayatın içindeki anlam arayışını ama bunu inanışla yaptığını görüyoruz.Kendine yeni öğreti yada var olan buda öğretisinin insana ruhuna neler kattığını bunu her yönden ele alan ve bu uğurda uzunca bir yol katetmesini anlatıyor.Dünyadaki her duyguyu tadan insanları anlamaya çalışan bir taraftan da hayatı sorgulayan bir insanın hikayesini anlatıyor.Nesneleri gördüğümüz hissettiğimiz her maddeyi ne olarak ele almalı sadece nesne olarak mı görmeli yoksa onlara bu inanış yolunda bir anlam yüklemeli mi ?
Bazı kısımları biraz gerçek üstü gibiydi bu yönden simyacı kitabına benzemiş .Ama böyle hayatta bir amaç aramak yada bu amacı bulmak ilgili bi şeyler okumak isterseniz aklınızda bulunsun güzel bi kitap.Arada sırada hayatı sorgulamak Nirvana’ya ulaşılır mı yada böyle bi şey gerçekten var mi derseniz okuyun :)
Yine beni mest eden ruhumu yumuşaklaştıran aynı anda birden fazla hissiyata sokan şahane bir kitap.Neresinden başlasam yada hangi sayfasını anlatsam teker teker ince ince.Yazarın o kadar güzel bi anlatımı var ki sadece Kitabın ismini bilmek yada duymakla kalmayın mutlaka okuyun.Genç bir delikanlı kahramanımız var çok güzel erkek güzeli tabi her güzellik gibi bununda bir bedeli vardı.Önce her şeyden habersizdi.Zaman çok hızlı geçiyordu.Ta ki portresine bakıp göz göze gelene kadar.Bir Ressam , bir lord ve gençliğinin deli çağında bir delikanlı.Her şey bir portre üzerinden ele alınıyor yani çevremizdeki şahit olduğumuz kavramlar olgular yaşayış tarzları dinler ve o zamanın ahlaki yapısı hepsi için yeterince zaman ayrılmış ve dikkatli bir huşu ile yazılmış.Olaylar biraz durgun ama kopmuyorsunuz belirli bi akıcılığını koruyor.Ben çok beğendim zaten sanatla resimle alakası olması daha bi çekiyor.İlginiz var ise mutlaka okuyun.Sakin bir zaman dilimi seçin ki kendinize o anlatılan imgelemeleri canlandırıp bizzat kafanızda yaşayabilin.
Bu yazarın daha önce 1 kitabını daha okumuştum.Dili biraz durgun bence yani bu kitabı öyle bir albay üzüntülü ve içli.Bir umut peşinde koşan , umudun karın doğurmadığını bilen ama buna inanan bir albay.Bir şehir bir gemi ve gelmeyen bir posta.Yıllarca süren bir bekleme tabi bunun ne ile sonuçlandığını bilmiyoruz.Ve başroldeki bir horoz, kim bir hayvanı bu kadar severdi ki ve bu denli onu önemserdi.Albayımız önemsiyordu bir kötü olay geçmesine rağmen başından.Kitabın ismi manalı bitirdikten sonra biraz düşünüyorsunuz “ Albaya mektup yok” diyerek neyi kastettiğini.Umut bağlanan bir horuz , bi şeylere umut bağlayan bir albay ve bir de hasta bir kadın .
Ahhh canım jane ya hikayesi nasıl üzüntülü.Zaten yazarın kendi hayatı gibi bi şey kendi hayatını yazmış.İçindeki çok bi karakter yok ama olaylar çok güzel böyle halka halka yani sıralı gibi.Evleri ,yaşadığı odayı yada doğayı çok güzel anlatmış.İnsanın içinde bulunduğu durumu o psikolojik çıkmazları o kadar güzel anlatmış ki kitabın içinde acaba bi
