Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sassenach

...kendi kölelerimizi vahşi hayvanların karşısına çıkarmamıza engel olan bu yasa, şu ana kadarki en berbat yasa. Kendi sahip olduklarımızla ne yapıp yapamayacağımıza müdahale ediyorlar. Buna resmen haneye tecavüz denir. Eski güzel günlerimizde böyle değildi, diyerek iç çekti Sallust.
Reklam
Evet, çok sık âşık oluyorum. Çok âşık olduğunu söyleyen hiç âşık olmamıştır. -diye cevap verdi Glaucus.- Taklidi çok olsa da tek bir Eros vardır.
191 syf.
·
Puan vermedi
Sardalye Sokağı
Sardalye SokağıJohn Steinbeck
7.5/10 · 3.036 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sevgilimden yansıyan ebedi ışığın apak bir sağanak halinde, kısacık ve çoktan unutulmuş bir zaman için gözlerime dolduğunu -...
Şu an bile Bilge adamların gençliklerini tefekkürle tükettiği kulelerden çıkıp gelmesine ve konuşmasına değer veriyorum ama onları dinlerken, Sevgilimin fısıltılarındaki lezzeti bulamıyorum.
Reklam
İşin içinde değilseniz, "Zaman her şeyin ilacıdır, bu da geçer. İnsanlar unutacaktır" falan demek kolaydır, ancak işin içindeyseniz, zaman bir türlü geçmez, insanlar bir türlü unutmaz ve siz kendinizi hiç değişmeyen bir şeyin ortasında bulursunuz.
Sedefli inci vaktidir bu - geceyle gündüz arasındaki,zamanın durduğu ve kendini yokladığı o aralık.
Doc bir soru sordu. Hazel bundan da nefret ederdi, bu bir yanıt için zihnini taraması gerektiği anlamına geliyordu ve Hazel'ın zihnini taraması, terk edilmiş bir müzede tek başına dolaşmaktan farksızdı.
Kendisi cevabını merak etmediği bir soruyu asla sormazdı, dolayısıyla öğrenmek istemediği halde soran bir beyni aklı almıyordu.
Hayır," dedi William. "Hem zaten ne fark eder ki? Kendimi berbat hissediyorum. Galiba kendimi öldürecem." Dora bugüne kadar epeyce sinir hastasıyla uğraşmıştı. Düsturu, onlara bulaşma, idi. "Eh, ne yapacaksan mesain bitince yap, halıları da kirletme," dedi.
Reklam
Lee'nin sevecenliğinin ve anlayışının ayrılmaz bir parçası da, bir insanın kendini öldürme hakkına saygı duymaktı, o hakka dokunulamazdı, ama işte bazen bir dost çıkıp bunu geçersiz kılabiliyordu.
Çanakkale Savaşı'nın planlayıcısı Winston Churchill, "Türkler öyle bir savunmaya girişmişlerdi ki, canlarını veriyorlar ama vatan topraklarından bir karış yer bile vermiyorlardı!" diye yakınıyordu.
Bütün askerler ve subaylar artık her şeyi unutmuştu. Ürpertici sessizlik yerini uğultuyla karışan bir sese bırakıyor, askerler çelikten bir kitle halinde öne doğru atılıp düşman siperlerine yöneldiğinde havada sürekli tekrar eden o tek ses yankılanıyordu: Allah Allah!
Çok şükür, askerlerim pek cesur ve düşmandan daha dayanıklıdır.
Üsteğmen Saffet Efendi gece saatlerindeki raporunda, "Efendim! Yüce emriniz gereği, düşmanın siperlerine saldırdık. Askerlerimin yarısı siperlerin üstünü, bir kısmı da benimle birlikte siperlerin arkasını çevirdi. Düşman siperden denize doğru kaçmaya çalıştı. Siperin içinde ölmediğime üzülüyorum. Aldığım yara kurşun yarasıdır. Vaktim yok. Ellerinizden öperim sevgili cesur komutanım,” diye yazmıştı.
833 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.