Güzel bir havada, güzel bir ülkede telaşa gelmeden yol yürümek ve yürüyüşün sonunda da hoş bir manzarayla karşılaşmak, onca yaşam tarzı arasında zevkime en uygun olanı.
Kış güneşi, karın kışın ortasında bir görünür bir kaybolur. Ellerinin donu çözülür gibi olur ama aslında bir etkisi yoktur. Tatlı, hoş bir his bırakır üstünde, sonra çeker gider... Aldatıcıdır, aldanırsın..
Narsist kişilik bozukluğu olan kişiler sadece en yakınlarını istismar ederler.
Diğerlerine sahte bir maske ile “çok iyi, çok düşünceli, çok cömert” görünürler.
Onun zorbaca tavırlarından bıkıp gitmek istediğinizde kendisini çevresine kurban gösterecektir.
Artık birbirimizle konuşmuyorduk ve o yalnızlıkta ikimizi de yutan bir boşluk büyüyordu. Gerginlik vardı, birbirini anlamamak vardı ve bundan daha fazla bir şey, düşmanlık gibi.
Dönmek için dönüşünü bekleyecek biri gerekliydi insana, bir canlı, bir kedi bile olabilirdi, bir kanarya ya da hoşgeldin diyecek bir muhabbetkuşu. Onun yoktu.
Dünyanın üç yerinde geleceğe çıkan zaman tünelleri varmış ve bu tünellerden her birinin yanında bu mezhebe mensup olanların gizlice ibadet ettikleri tapınakları: Bağdat , İstanbul ve Kudüs…
Şehirde ne zaman ki, veba, yangın ve bunlara benzer bir musibet olsa herkes kendini hayır hasenat işlerine verir, ertesi gün. Ondan sonraki gün ise herkes günahlarına döner yine.