Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.11
Elif Nur Kalemci
Elif Nur Kalemci
@ElifNurKalemci
1994
15 okur puanı
Mart 2022 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Teşekkürler
Hafif esintili bir akşam üzeri, Boğaz'a karşı, yanında kaliteli bir lokumla şık ve pahalı porselen bir fincanda taze çekilmiş Türk kahvesi yudumlama hissi veren kitap. Karın doyurmak değil değil keyif, ihtiyaçtan değil lüks hissetmek için içilen bir kahve gibi. İlber Ortaylı, Viyana'da ikisi de köklü ailelerden olup, akademisyen bir ana ve uçak mühendisi bir babadan dünyaya gelmiş alın yazısı fizandan okunan bir insan. Bir ömrün nasıl yaşanacağını çok iyi okullarda okumuş, genç yaşından itibaren gönlünce gezmiş, bol bol mürekkep yalamış, kaliteli cemiyetlerde bulunmuş, entelektüel bir çevre içinde ömür sürmüş birinden öğrenmeyeceğiz de kimden öğreneceğiz değil mi? Seyahatlerindeki titizliği ve seyahate olan tutkusu benim için en keyif verici kısımlardı. Yeni bir şehre gittiğindeki merakı ve hevesini, şehrin sokaklarını adımlamak, müzelerini gezmek, kafelerinde oturmak, opera ve tiyatrolarını izlemek konusundaki önerileri anlatırken seziyor insan. Gidin diyor bir şekilde bahane üretmeyin. Eh haklı da biraz illa Buhara'ya, Floransa'ya gitmek değil insan kendi yaşadığı şehri bile layığıyla gezse kar. Ömrü sosyal medyayla, boş lakırdıyla, fuzuli işlerle değil de okumak, yazmak çizmekle, akıllıca gezmekle,
Roman, hiç de öyle olağanüstü hadiselerle başlayan, bir sıfır noktası olan ve olaylar silisilesiyle düğümlenip sonunda çözülen bir anlatı ürünü değil. Malumunuz yazar durum öyküsü kaleme alıyor, günlük meselelere, sıradan denebilecek hayatlara ortak oluyoruz. Ancak Ayaşlı ve Kiracıları'nın Vakit gazetesinde parça parça yayınlanan arkası yarın tadında bir hikayeler bütünü olması durum öykücülüğü vasfını bir üst noktaya taşımış ve romana sanki bir dizi keyfi katmış. Sade diliyle de okuması çok kolay ve keyifli bu eser, bir sonraki bölüme geçmek için okuru devamlı teşvik ediyor. 30'lar Türkiye'sine Memduh Şevket Esendal ve onun cemiyetine yakın bazı kimseler gözünden bakma şansı yakalamak ve zamanda kısa bir yolculuk yapmak için bulunmaz bir fırsat.
Erişmeyi tahayyül etmeye çekineceğim bir zirveye imrenek bakmak gibiydi bu kitabı okumak. En fenası mizahi yönü. İğnelemelerin ve ironinin ardında bıyık altından gülerek okura göz kırpan bir Sabahattin Ali var.
Okur Takip Önerileri
Felsefenin Kısa Tarihi mi Gerçekten?
Kitap; isimlerini tarih sayfalarında gördüğümüz, sorgulayan, doğruyu arayan, yeni bir bakış açısı keşfeden kısacası iz bırakan batılı filozofların temel fikirlerini kısa kısa anlatıyor. Kitabın ana motivasyonu felsefeye ısındırmak olduğundan akademik dil yerine yalın bir tercih edilmiş. Yine aynı motivasyonla eğlenceli metaforlar ön planda tutularak savunulan fikirler bu metaforlar ışığında okuyucuya sunulmuş. Bu yaklaşım olumlu sonuçlar doğursa da meselelerin tam anlamıyla okuyucuya aktarılamaması sorununu da beraberinde getirmiş. Yazar, yaklaşık beş altı sayfada filozofun savunduğu fikrin özünü anlatmaya çalışırken bazı önemli kısımları atlamış. Dolayısıyla bazı fikirler altı yeterince doldurulamadığından havada kalıyor gibi görünmüş.
O sebeple ki kitaba tam dört kez yeniden başladım ve son seferde her filozofla ilgili online olarak biraz araştırma yaptım. Araya farklı kitaplar da girdi. Felsefe tarihinin bahsedilen kısmıyla ilgili az da olsa fikir edindim diyebilirim. Ancak bana faydası felsefenin temelde ne olduğunu ve önemini kavratması olmuştur. Beni çok çok etkileyen bir felsefi fikir oldu mu emin değilim ancak yine bu minvalde bir tarza sahip daha ayrıntılı ve geniş kapsamlı bir kitap okuma niyetindeyim.
Bir garip sahiden Orhan Veli
Ömrümde okuduğum bu ilk ve tek şiir kitabı vasıtasıyla şiirin nemenem fevkaledelikler barındırabileceğiyle ilgili muazzam bir beklenti içine girdim. Orhan veli her ne kadar garip kitabı önsözünde, aman efendim şu sanat eserlerini daha iyi pazarlayacagiz diye iyice alıcısına geçirmek için başka sanat dallarıyla süsleyip de şu işin gizinj, tadını bozmayın, diye bazı sanat çevrelerine dokundursa da seçtiği sözcüklerle hem resmediyor hem özütünü burnunuza kadar getiriyor hem ten üzerinde dokusunu bırakıyor anlattığının. Orhan Veli muzipce karşı çıksa da şiirlerinde aşkını cömertçe dağıtan, sevda yönünden gönlü bol bir adam. Öyle usul usul da değil bağıra çağıra, mis gibi seviyor sevdiğini.
Dünya ikinci dünya savaşına giderken satır aralarında politik şakalar, taşlamaları da seziyoruz.
Severek okudum.
