Yazar, günümüz dünyasında insanın en büyük sorununun anlam bulma ve bir anlam uğruna yaşamını sürdürmesi olduğunu belirtmiş. Hayatında bir anlam bulamayan insanların intihara meylettiklerini, yaşamak için bir nedenleri olmadığını, hayattan da zevk alamadıklarını vurguluyor. Refah düzeyi fark etmeksizin tüm insanların "Duyulmayan bir anlam çığlığı" içinde olabileceklerini belirtiyor. Yazarın, "insanın anlam arayışı" kitabında belirttiği gibi burada da acılarla, zorlayıcı yaşamla bir anlam bulunabileceğini savunduğunu görmekteyiz.
Kitabın son bölümde de paradoksal niyet tekniğinin fobik ve obsesif danışanlar üzerindeki etkisine örnekler veriliyor. Örneğin çok titreyen bir danışanına, titreyebildiği kadar titremesini sağlayarak sorunu ortadan kaldırması veya cinsel sorun yaşayan danışanına cinselligi yasaklayarak beklenti stresini ortadan kaldırarak sorunu çözmesi vs. Aslında burada bireyin kendisine odaklanmasını, sorununun üzerine gitmesini ya da sadece kendisiyle yarışarak yapabileceğinin en iyisini yapmasını ancak bu şekilde istediği performansı elde edeceğini bu şekilde bir bakış açısıyla yaklaşarak sorunu ortadan kaldırabileceğini anlatmak istemiştir.