Büyük bir şey yaşanmıştı. Ama tüm bunların saçmalık olduğunu bilecek kadar tarih araştırması yapmıştı. İnsan, üstün bir amaç uğruna bile başkaları için asla savaşmazdı - sadece pastadan pay isterdi. Boşuna dünyayı değiştirmeyi hayal ediyordu , kendisini bile değiştiremiyordu: gönlünün derinliklerinde kapitalistti-en iyisi kendi için, kırıntılar başkaları içindi. Herkes bunu biliyordu. Öyleyse bu iki yüzlü solculuğun amacı neydi ?
Neyi, niye, nasıl merak ettiğine dikkat et. Evren, merakla harekete geçer, düşünceyle genişler, korkuyla küçülür, analizle büyür, yargıyla son bulabilir. Merak ettiğin her şey senin kim olacağına yön verir.
Çocukluğumdan beri cenaze alaylarını seyretmeyi çok severim. Çok güzeldirler. Oturaklı. İnsanların hala doğru yaptığı tek şey cenazeler. Mahvetmedikleri tek şey. Uçaktan atlamak veya ulusal televizyonda evlilik yemini etmek gibi aptalca şeyler yaptıkları düğünlere benzemez cenazeler.
Sanat ve edebiyat çok yaşlı olduğu için geçmişe fazlasıyla değer verir. Bilim ve teknoloji ise gençtir ve asla eskiyi kutsamaz. Geçmiş bilgileren önemli dersler çıkarır ama yönü her zaman gelecektir. Mesela etrafındaki herhangi birinden şu tarz cümleler duyamazsın:
“Ya akıllı telefonlar çok iyi ama hiçbiri Graham Bell’in tasarladığı o ilk telefonun yerini tutamaz.”