Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emre Özdemir

Kıyâmetten sual ettim dediler bir alâmettir Kişi yârinden ayrılsa hemân o gün kıyâmettir Lâ edrî (Kıyameti sordum. O bir alâmettir, işarettir, dediler. Bir kimse yârinden ayrılırsa kişinin kıyameti hemen o gündür, buyurdular)
Reklam
Dil-i uşşâk yâre yâr ise ağyâre mâ'ildir Ne hâletdir bu kim bülbül güle gül hâre mâ'ildir Rahmî (Âşıkların gönlü sevgiliye, sevgilinin de gönlü ağyare meyillidir. Bu nasıl bir hâlettir ki bülbül güle, gül de dikene meyillidir.)
Renc-i hâtır vermesin feryâd u efgânlar sana Gül-izarım sen hemân sağ ol fedâ canlar sana Ziya Paşa (Ey gül yanaklı sevgili! Senin sevginden dolayı ettiğim feryatlar figanlar hatrını incitmesin. Sen sağ ol. Canlar sana feda olsun)

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Esdikçe bâd-i subh perîşânsın ey gönül Benzer esîr-i turra-i cânânsın ey gönül Nedîm (Ey gönül! Sevgiliden haber getiren sabah rüzgarı estikçe perişân oluyorsun. Ey yeri sevgilinin zülfünün tellerinde olan gönül! Onun kakülüne esir olmuşa benziyorsun.)
Gönül nâmında bir gam-hârımız kalmışdı âlemde O da vardı ser-i kûy-ı dil-ârâda vatan tutdu Nâbî (Bu âlemde, bizim için gamlanan, tasalanan bir gönlümüz vardı O da gidip gönülleri süsleyen sevgilinin diyarını vatan tuttu.)
Reklam
Gerçi 'adettir bulunmak her güzelde bir kusûr Bedr-i hüsnünde senin bir türlü noksan göremedim Yozgatlı Fennî (Ey sevgili! Her güzelde bir kusurun bulunması adettendir ama Senin ay gibi parlak yüzünde bir kusur göremedim)
Ârızın yâdıyla nemnâk olsa müjgânim n'ola Zâyi olmaz gül temennâsıyla vermek hâra su Fuzuli (Yanağını anmamdan dolayı (gözlerimden akan yaşla) kirpiklerim islansa ne olur ki; zira gülü düşünerek dikene su vermekle bir şey zayi olmaz)
Bu şehr-i Sitanbul ki bî-misl ü bahâdır Bir sengine yek-pâre Acem mülkü fedâdır Nedim Bu İstanbul şehri eşi benzeri bulunmayan bir yerdir. Onun bir taşına baştan sonra bütün Acem mülkü feda edilse yeridir.
Suya versin bâğbân gülzârı zahmet çekmesin Bir gül açılmaz yüzün tek verse bin gülzâra su Fuzuli (Bahçıvan, gül bahçesinin tamamını suya versin, tek tek gülleri sulayacağım diye zahmete katlanmasın. Bahçıvan ne yaparsa yapsın, o bahçede, senin yüzün gibi, yüzünün gülü gibi bir gül tekrar açacak değil.)
Biraz eğlenmeye bâ'is olur deyu safâ eyler Der-i Leylâ'da Mecnûn'un diken batsa ayağına Fevrî (Eğer Leyla'nın kapısında iken Mecnûn'un ayağına diken batsa; Mecnûn, Leyla'nın yanında biraz daha kalabileceğim diye bundan mutlu olur)
Reklam
Urmasın el hançer-i bürrâna zahmet olmasın Cânı teslîm eyleriz cânâna zahmet olmasın Neyli (Sevgili, keskin hançerine elini uzatıp kendini yormasin. Biz sevdiğimize canımızı kendimiz teslim ederiz, ona zahmet olmasın.)
Leyla'da takılı kalmak
Mecnûn ile bir mekteb-i aşk içre okurduk Ben mushaf'ı hatm ettim o "Ve'l-leyl"de kaldı Lâedri (Biz, mecnûn'la birlikte aşk mektebinde okuyorduk. Ben, Kur'ân-ı Kerîm'in tamamını okudum. O, "Ve'l-leyl" suresinde (Leyla'da) takıldı kaldı. Öteye gidemedi.)
Gerçi sen gitdin habîbim gitmedi dilden gamın Ey vefâsız dilberim senden vefalıymış gamın Şah Tahmasb Gerçi sen gittin! Ey sevgili; fakat gönlümden gamın bir türlü gitmedi. Ey vefâsız dilberim! Senden vefâlıymış gamın.
Zülfün görenlerin hep bahtı siyâh olurmuş Tek zülfünü göreydim bahtım siyâh olaydı * Olmazdı kalb-i mahzûn tâ böyle zâr u mecnûn Çeşmin kilaydı efsûn zülfün penâh olaydı ... Ömrüm içinde senden ger bir vefâ göreydim Râzı idim gâmınla ömrüm tebâh olaydı * Güçmüş murâda ermek Nevres vefâ yolundan Ey kâş kûy-i yâre bir başka râh olaydı Osman Nevres Zülfünü görenlerin hep bahtı siyah olurmuş. Yeter ki zülfünü göreydim de bahtım siyah olsaydı. * Mahzun kalbim böyle ağlayıp deliye dönmezdi, Gözün onu büyülese, saçın ona sığınak olsaydı. ... Ömrüm içinden senden eğer bir vefa görseydim, Razı idim gamınla ömrüm harap olsaydı. * Murada ermek güçmüş vefa yolundan ey Nevres. Âh keşke yarin sokağına gidebilmek için başka bir yol olsaydı.
37 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.