Kalemi büsbütün bırakıyordu yazıcı köle ve içindeki ateş cevheri tükenmiş bir çakmak taşından son kıvılcımları çıkarmak ister gibi bakıyordu Hanımefendi Sabina'ya, insan en aziz şeyi son kez gördüğünü bilerek nasıl bakarsa öyle. Kim bilir belki son görüşümdür bu onu. Aşk her zaman ilk kez görüyormuş gibi görmek değildir.
Canlı, hareketli bir ruh bazen hayatın sınırlarını aşar, tahmin edilemez olur; bu yüzden umutsuzluğa düşer, bir an için hayata küser; bu hal, hayatın sırlarını arayan ruhun sıkıntısıdır.