Nefis (Mesnevi'den Kıssa)
Senin nefsin de bir ejderhadır. Ona nasıl olur da ölü dersin? Ölmüş görünse bile ölmemiştir. Günah işlemek için eline fırsat geçmedi inden ötürü, gamdan uyuşmuş bir halde, donmuş gibi beklemektedir. Nefs güçlense, fırsat bulsa, Firavun'un eline geçenler onun da eline geçse neler yapmaz?
Sayfa 121 - Şazeli Yayınevi
İçindeki Nefis
Gaflet ehli için dünya tatlı ve hoş; akıl sahibi insanlar için ise murdar bir leştir.
Sayfa 120 - Şazeli Yayınevi
Günahla Kirlenmek
Aklının ermemesi ve üzerindeki elbiselerin kıymetini bilemeyişinle şu küçücük çocuğa benziyorsun: Annesi ona en güzel en kıymetli elbiseleri giydirir de o bunun şuurunda değildir. Çoğu kez üstünü kirletir, pisletir. İnsanlar onu bu kirli halde görmesinler diye annesi hemen üstünü değiştirir, yeni temiz elbiseler giydirir, kirlerini de yıkar. Çocuk ise aklı ermediği için kendine neler yapıldığını bilmez. (A/478)
Sayfa 69 - Şazeli Yayınevi
Okur Takip Önerileri
Ne gariptir ki O'nun nimetlerinden faydalanırsın, onlarla da O'nun emir ve yasaklarını çiğnersin!
Allah'ın emirlerine muhalefetin çeşit çeşittir. Bazen gıybet ederek, bazen laf taşıyarak, bazen de harama bakarak Allah'a isyan edersin. Yetmiş senede yaptığını bir nefesle yıkıverirsin.
Sayfa 66 - Şazeli yayınevi
Öykücüyü besleyen kaynakların başında edebiyat dışı metinler gelmektedir. Tarih okumak, anı okumak, sosyoloji okumak, günceli takip etmek, felsefe okumak ve bu gündemleri edebiyata taşımak gerekir. Öykücü öykü okuya okuya belli bir anlatım ustalığına ulaşabilir. Ulaşmalıdır da. Peki ne anlatacaksın? Derdin ne? Problem olarak neyi gündeme getireceksin?
Sayfa 227
Belki ellinci öykümüzde kendimize ait bir ses bulacağız. İşte o zaman ilk öykümüzü yazmışız demektir.
Sayfa 227
Öykücü yazdıklarının anlaşılmamasından ve dahi anlaşılmasından korkar. Esasen anlaşılmak da korkulacak bir şeydir. Sanat eseri dediğin şey, bir ucu karanlık ay gibi kendini kolay kolay ele vermemelidir. Öykü bir yarısı gözükmeyen, gözüken yarısı bir gece lambasının altında bulanık bir biçimde arz-ı endam eden bir sevgili yüzü gibi kendisinde olmayanları bile va'd eden bir ''esrar''a sahip olmalıdır. Öykücü bu esrarın efsununa uzak kalmaktan korkar
Sayfa 40
Anadolu Ve Bağrındaki Karaman
Kolaydır şair olmak, boğazda yalıların arasında,
Ya da sahil kentlerinin güzellikleri arasında.
Oralarda deniz bir şiir,
Martılar bir şiir,
Solunan hava bir şiirdir.
Bizler, suyun yüz metre derinlerinden çıktığı,
Çiçeklerin açmak için,
Filizlenmek, var olmak için
Doğa ile yarıştığı
Toprakların çocukları için,
Şair olmak;
Çöldeki çiçeğin özünden
Bir arının bal yapması gibidir.
Ama o balı yaptık mı
İşte has baldır o.
Kara kovan balı lezzetinde
Yayla kekiği kokusunda
Şiirin hasıdır o.
Sayfa 7
Giderim
Kağıdım tükendi
Yazmaz kalemim
Beis yok...
Ezberlerim.
Tüm düzen bozulmuş çıkarmış her şey
İnsanlar çıkarsız nefes almazmış
Bu düzene uymayanlar yanarmış
Gülerim.
Sayfa 25
Giderim
Bedenim yaşlanmış kalbim rahatsız
Olsun...
Ruhumla yaşar;
Gönlüm ile severim.
Bir belirsiz zamanda
Tükenirmiş son nefes
Baki kalan mı var
Alınca GEL emrini;
Giderim...
Sayfa 26
(Katil Batı)
Dünyanın dört bir yanında
Yangınlar çıkardınız
Söndürmek bahanesi ile
Üstüne benzin fışkırttınız...
.
.
Yokluğunuz, insanlığın var oluşudur,
Mahvınız Dünyanın kurtuluşudur.
Sayfa 28
ÖNSÖZ
Bir insan neden kitap yazar?
...
İçimde bir yerde, nedenini bilemediğim ve birçok insanda benzerini gördüğüm bir itkiyle bir şeyler yazıyorum. Okundukça da görüyorum ki yazmak, bir anlamda buluşmakmış, Aynı sıkıntıları, aynı endişeleri, aynı umutları paylaşanların buluşması, zamanları farklı olsa dahi...
...
''Âşıklığı kimden öğrendin'' Dedi Şem
"O öğrenilmez ki!" Diye cevapladı Pervane."Bir tohum gibi kalptedir, sevgilinin yağmuruyla belli olur. Bir sarmaşık gibi bütün varlığı kuşatır.
Aşığın payına düşen belalı yazgıdır aşk. Ne alınmış bir karardır ne de seçilmiş bir eylem.