Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

esra

esra
@Esrakb793_
Gerçek denilen bir hayatta yaşıyoruz ama gerçeklere değil hayallere tutunuyoruz.
Müslüman'ım diye ortaya çıkanların, giyim kuşamlarından tut da, yaptıkları sözde ekonomik yardımlara; politik gösterilerinden tut da, kurdukları sözde vakıflara kadar tümü bir gösterişten ibaret değil mi? Artık kim, ibadetin yalnızca Allah için yapıldığını söyleyebilecek kadar saf olabilir? Yaratılan, yaratanı bırakıp, başta madde olmak üzere bir başka yaratılana tapınmıyor mu artık?
Sayfa 169
Reklam
Geçenlerde, 'insan yaratılmışların en şereflilerinden kılınmıştır' şeklinde bir şeyler söyledikten sonra, 'ama, insanoğlunun bu şerefe layık olma vasfını artık kaybettiğini' anlatmıştın.
Sayfa 159
"İnsanoğlu, en büyük hasletlerinden biri olan sevebilme yeteneğini kaybetti. Güzel köpekleri, güzel atları herkes sever; aslolan, yarı açık gözlerimizle çirkin olarak nitelendirdiğimiz yaratıkları da sevebilmektir.
Sayfa 152

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Neml Suresi'nin 88. ayeti bak ne diyor: 'Sen dağlara bakar da onları donuk-durgun görürsün. Oysaki onlar, bulutların dolaştığı gibi dolaşmaktadır.' "Dağların hareket içinde olduklarını, kıtaların sürekli birbirine yaklaşmakta veya uzaklaşmakta olduklarını anlatmak için, yakın zamanlarda ne kadar bilimsel kitap yayınlandı, biliyor musun?" Şimdi sana soruyorum: Elinin altındaki bir tek kitabı okumak zahmetine bile katlanamayan insanoğlu, binlerce cilt dolusu bir kütüphaneye adımını atar mıydı?" "İkinci sorum da şu: Binbeşyüz sene öncesinin cahil Arap insanına, tektonik hareketlerden bahsetseydin, sana inanırlar veya seni anlarlar mıydı? "Onlara, gözle görülmeyen bazı yaratıkların insan vücuduna girdiğini ve bu canlıların hastalık yaptığını söyleseydin, tepkileri ne olurdu? Gözle görülmeyecek kadar ufak canlıları, o günün insanına nasıl anlatacaktın?
Sayfa 148
Bu anda bizim ezanın da okunması :)
Yaşlı adam ezan sesini duyup,banyoya gittiğinde mühendis eli çenesinde derin derin düşünmekteydi. İnsanlık, kendisine sunulan bu muazzam aleti layıkıyla kullanabilecek miydi acaba?
Sayfa 144
Reklam
…hakim sınıfların en büyük silahı karanlık ve cehalettir. Kur'an duvardan indirilip de ışığıyla karanlıkları dağıttığında, hiç şüphesiz ki cahilliği de yok ederek bu sömürüye son verecektir. İşte, bu nedenle Kitap, sadece mezarlıklarda okunmalı ve hayatın içine girmemelidir."
Sayfa 94
Senin bana anlattığın kitaptaki din ile bunların uyguladıkları din neden bu kadar farklı? "Ruhumuzu yıkamak ve Allah'a yaklaşmak için gittiğimiz camide, neden Allah adına saldırıya uğradık ki?" "Bunun bir çok sebebi var çocuk. En başta geleni de kaynaktan uzaklaşmak, daha doğru bir deyimle kaynaktan sapmak. Hatırlar mısın, bir keresinde İslâm'ın hüküm kaynağı bir zamanlar Kur'an'dı demiştim de, sen de pek anlam verememiştin. Senin de tespit ettiğin gibi, Kur'an, kumaş ve bez parçalarına sarılıp dürüldükten sonra duvara asıldı ve hala orada bekliyor. Kimsenin onu duvardan indirip okumak gibi bir ihtiyacı yok artık. "Peygamberimizin bizi terk etmesinden hemen sonra başlayan bu sapma, giderek bir yozlaşmaya dönüştü ve insanlar Kur'an yerine, Kur'an adına ortaya sürülen bir takım asılsız söz yığınlarına teslim olarak, kaynağı tamamen unuttular.
Sayfa 91
Kur'an'ın ne demek istediği ile kimse ilgilenmiyor. Herkes, Kur'an'ın bir bölümünün peşinde ömür harcıyor ama esası kaçırıyor. Zannediyorlar ki, Kur'an'daki tüm sırlara hemen sahip olunuverecek. Oysa, bizim şu anda anladıklarımız, belki de, anlamamız gerekenin binde biri. Şu anda bunu anlayamamamızın nedeni Kur'an'ın çok zor oluşu değil, bilimin henüz yeterince ilerleyememiş olmasıdır.
Sayfa 80
Bozulan, değişen bir şey olduğu konusunda haklısın da, bu Kur'an değil. İnsanlar bozuldu, insanlar değişti…
Sayfa 78
"İnsanlar kafa gözlerini ve kulaklarını kullanmakta çok ustalar ama, hiç kimsenin kalp gözü ve kalp kulağını kullandığı yok. Sanırım siz okumuşlar buna vicdan diyorsunuz. İnsanlar, vicdanlarını terk ettiler oğlum, insanlar vicdanlarını terk ettiler."
Sayfa 35
Reklam
İnsanlar diğer insanlara statüleri dolayısıyla değil, insan oluşları nedeniyle saygı gösterilmesi gerektiğini ne zaman anlayacaklardı?
Sayfa 32
"Bunca şevkle tutunmaktan hayata, Serbest kalmış korkudan, ümitten, Kaçar ve şükrederiz tanrılara; Bu lütuf geldiyse hangisinden. Bir canlı sonsuza dek ömür sürmez Ölü adam hiçbir zaman dirilmez En yorulmuş nehir bile dinlenmez Denize ulaşmadan salimen.”
Sayfa 477
"Neden daha önce göze almadın?" diye sordu sertçe. "İşim gücüm yokken... Açıktan ölürken... Simdi kimsem o zaman da aynı adamdım, insan olarak, sanatçi olarak ayn Martin Eden'dim; o zaman neden yapmadin? Kafami duvarlara vura vura kendime sorduğum soru buydu. Sadece senin için değil , herkes için sordum. Görüyorsun degil mi, değişmedim ben. Gerçi bana bigilen kiymetteki gözle görülür ve ani artış nedeniyle bu konuda sürekli şüphelerimi gidermem gerekiyor ama degismedim. Aym kemiklerin üzerinde ayni ten, ellerimde ayn, ayaklarimda ayni on parmak. Aynı adamim. Ne yeni bir erdem sahibi oldum ne de yeni bir gücüm var. Beynim, eski beyin. Edebiyatta veya felsefede yeni bir fikir ortaya atmadim. Kimse beni istemezken hangi kiymete sahipsem sidi de öyleyim. Şu anda kafami en cok kurcalayan sey, beni neden istedikleri. Beni kendim oldugum için istiyor olamazlar çünkü hâlâ eskiden istemedikleri kişiyim. Demek ki beni başka bir şey için, benim disimda bir sey için, ben olmayan bir sey için istiyorlar!
Sayfa 457
"O kitaplar yazılmıştı! O zaman beni aç bırakan, evini yasak eden ve düzenli bir işe girmiyorum diye lanetleyen siz, şimdi karnımı doyuruyorsunuz. Halbuki eserlerimin hepsi o zaman yazıldı. Simdi sizin aklınızda, benimse ağzımda evirip çevirdiğim, ama hiçbirimizin asla dile getirmedigi bu düsünceler yerine ne söylesem saygiyla dikkat kesiliyorsunuz. ağzımı açıp gözümü yumsam, suratınıza karşı topunuz çürümüşsünüz; içiniz yolsuzlukla, hırsızlıkla, rüşvetle dolu diye konuşsam öfkeden kudurmak yerine kem küm edip isabet buyurdunuz dersiniz. Neden? çünkü ünlüyüm,çok param var Martın Eden olduğum ,iyi biri olduğum ve salak sayılmayacak biri olduğum için değil. Size desem ki gökteki ay bir kalıp peynirdir, hemen bu fikrin müridi olursunuz,olmasanız da reddetmesiniz, çünkü benim dağlar kadar dolarım var. hem de hepsini uzun zaman önce kazandım, çünkü eserlerimi yazmıştım; tam da ne zaman, size diyeyim ayağınızın altındaki toz gibi üzerime tükürdüğünüz zaman.
Sayfa 442
İki yıldır ısrarla reddettikleri şeyleri şimdi kabul etmek kafalarına nereden esmişti.
Sayfa 412
312 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.