Evren Erarslan

Evren Erarslan
@Evren_Erarslan
87 Senesinin sonbaharında dünyaya gelen Evren, yıllar sonra istemeyerek gittiği okullar neticesinde mezun olmayı başarmış ve " İş Geliştirme Yöneticisi" olarak halen çalışmaktadır.
88 syf.
5/10 puan verdi
Ahmet Büke'nin öykülerinde kaçamadığınız bir alan olur. Genelde oraya sığınmaya çalışırsınız ancak yakalanırsınız. Fakat bu tadı yakalayamadım. Yüklük Büke'nin ilk öykü kitabı olduğunu zannettiğim bir kitaptı. Mevcut tarzından bir miktar uzaklaşmış. Gerçekçilikten de sıkılmış bir havadayken yazılmış bir kitap gibi geldi bana. Arasında 2 öyküyü beğendim. Diğerleri aklımdan silindi bile. Kitabın son kısmında yer alan yazarlara saygı kuşağı hoş fakat benim hiç ısınamadığım bir saygı duruşu. Daha farklı, daha yenilikçi ve yaratıcı yazarlık üzerine yapılan işleri daha çok seviyorum sanırım.
Yüklük
YüklükAhmet Büke · Can Yayınları · 2014211 okunma
Reklam
88 syf.
5/10 puan verdi
Yüklük
YüklükAhmet Büke
7.1/10 · 211 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
104 syf.
7/10 puan verdi
Fourner kendisi ve ailesiyle ilgili alaylı yazılarına devam ediyor bu kitabında da. Fournier iki adet engelli çocuk sahibi bir babayken yaşadıklarını dalgaya alarak yazdığı kitapta, hem duygusal biçimde olayları ele alıyor alt metinde hem de şansızlıkla yaşam negatiflikle yaşamak zorunda kalmak ile ilgili sorunlar yaşayanlara güzel bir seçenek vaad ediyor. Fournier her satırında iç çekerek gülümsetiyor.
Nereye Gidiyoruz Baba?
Nereye Gidiyoruz Baba?Jean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20092,856 okunma
Reklam
"Sigarayı yaktım, sonra dumanını iyice içime çektim ve öksürmeye başladım; gözlerim yaşla doldu, az kalsın boğuluyordum, sırtıma vurmak zorunda kaldılar. Tıpkı, doğduğum gün, babamın yaptığı gibi. Büyük olarak yaşamım kötü başlıyordu."
84 syf.
8/10 puan verdi
Fourner'in ülkemizde yayınlanan bütün kitaplarını aldım, ilk defa okuyorum. Çok sevilen yazarlara karşı bir ön yargı ile yaklaşırım her zaman. Başlarken de bu tedirginliğim arttı. Sorunlu bir baba figürü ve kurban olan aile okuyacağımı zannettim. Ancak birkaç sayfa sonrasında öyle bir aktı ki anılar bitirmeden bırakamadım. Fourner'in inanılmaz keskin bir mizahı var. Bazı acıların üzerini sansürlemeden öyle bir güldürü unsuru yerleştiriyor ki, bu yazar farklı bir noktadan bakıyor diyorsunuz. Örneğin, babanın gerçekleştirdiği toksik ilişkiyi, babanın yorgun olmasına bağlıyor. Çocuk gözüyle farkındalık bu olsa gerek. Baba yorgun ise, baba sorun çıkarmış. Klasik amnezi. Ama anlıyoruz ne yaşandığını. Olanı bir mizahi şova çeviriyor ve asla gülmüyor Fournier. Bu da etkiyi artıran bir unsur. Acının tatlı tebessümü kalıbı sanırım Fournier kitapları için kullanılabilir.
Asla Kimseyi Öldürmedi Benim Babam
Asla Kimseyi Öldürmedi Benim BabamJean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20092,881 okunma
"Abi benim annemi babam, akşam karanlığında sokak ortasında vurdu. Ben hava kararınca korkuyorum. Beni eve gönderir misin?" dedi.
"Yapayanlış örülmüş bir hırka giymişim yıllardır, onunla ısınmaya çalışmışım gibi hissediyorum kendimi. Babam anlattıklarıyla o hırkanın bütün ilmeklerini söktü. Eline yumağı dolayıp yavaş yavaş söktü üstümdeki hırkayı, çırılçıplak kaldım."
Reklam
"Neşe, kolonya gibi bir şey. Dökünüyorsun, o an ferahlıyorsun. Sonra uçuyor gidiyor burnundan, elinden, üzerinden. Kasvet öyle değil ama, zamk gibi, bulaşıyor ve dokunan herkese yapışıyor."
200 syf.
8/10 puan verdi
Şermin Yaşar'ı ara sıra kitapların arasında soluklanmak için okurum. Bütün öyküleri benzer tınıda yer almakta ancak hiç hayalkırıklığına uğratmazdı. Söyleme Bilmesinler de Şermin Yaşar'ın karakter yaratımındaki ustalığını da görüyoruz bu sefer. Aslında yine kendi dünyalarında sıkışmış birçok karakterin bir aile (aile olamayan) etrafında kümelenmelerini görüyoruz. Karakterlerin tamamı sevgisiz ve sadakatsiz aslında. Bunun nedeni de coğrafya ve ailevi gelenekler. Toplum baskısını, aile kavramını o kadar iyi anlatıyor ki, alın diyor işte sizin yarattığınız dünyada hiçbir çocuk hiçbir birey mutlu olmuyor. Bırakın kendilerine dünyayı, herkes doya doya sevişsin, sevsin, terk etsin, kendisini tanısın. Birey olmanın da ilk şartını sağlıyor böylece. Bu nedenle Ekrem ve Çiğdem karakterlerini sevdim. Diğerlerini de çok iyi anladım ama ısınamadım. Yaşadığımız çevrede herkesin bir duygu katili olduğunu ve bununla yaşamalarını yediremeyenlerin vicdan adı altında bize rol kestiklerini de anlamış oldum. Şermin Yaşar'a minnettarım. Çok iyi bir iş çıkarmış.
Söyleme Bilmesinler
Söyleme BilmesinlerŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20232,746 okunma
3.451 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.