Sivas olaylarından akıl almaz yorumlarla delice sözler etti! "Kötülükle başa çıkılmaz! Dünyayla baş edilmez! İnsanlara acımayacaksın!" dedi sonunda. İnsanların ne günahı var ki bile diyemedim....
Alışılagelmiş ilişkilere karşı çıktığın an, insanı yadırgıyorlar. Toplumdışı bırakmak için tüm çabalarını harcıyorlar. Toplum dedikleri kitlenin bir aradaki dayanılmaz yabancılaşmasını sanki kimse algılamıyor.
Kuzeydeki Arap kabilelerinin bir kısmı İranlılarla kurdukları temas sonucu Zerdüştleşmiş, bir kısmı ise Romalıların nüfuzu altında Hristiyanlaşmıştı. Roma topraklarında uğradıkları katliamların ve sürgünlerin ardından Yemen’e kadar yayılan yahudi nüfusu ise, bölgedeki pagan Arapları kendi tek tanrıcı din modelleriyle etkilemeye başlamıştı. Roma-İran arasındaki ticaret Ermenistan üzerinden gerçekleştiriliyordu fakat hazinelerini tüketmiş iki imparatorluk da tüccarlara bellerini kıracak kadar vergi yüklüyorlardı. Bu durum kuzeydeki resmi ticaretin Kızıldeniz üstünden güneydeki gayri resmi Arap pazarlarına kaymasına yol açtı ve o güne dek uygarlıkla bir teması bulunmayan ilkel çöl halkları kendilerini uluslararası ticaretin göbeğinde buldular. Hızlı ve dengesiz zenginleşme Arap toplumunun temellerini sarstı. Siyasi kriz Arapların uzun süredir tanıdıkları Yahudilik, Hristiyanlık ve Zerdüştlüğü model alan yeni bir tek tanrıcı din doğurmalarına yol açtı ve böylece Arap emperyal ideolojisinin manevi manifestosu ortaya çıkmış oldu.
Güçlü bir el silkeledi beni sonra
Sanırım Tanrı’nın eliydi,
Sayamadım kaç ah döküldü dallarımdan,
Çok şey görmüşüm gibi,
Ve çok şey geçmiş gibi başımdan.
Seninle yollarımızın ayrılması lazım. Ben bu içimdeki melun şeytanı bir müddet daha gezdirir ve sonra her şeye bir son veririm... Niçin seni de beraber sürükleyeyim?
İşte günlerden bir gün Elâgözlüm,
Yeni bir başlangıçta bitecek ömrümüz.
Amenna ve Saddakna,
Bari hoşça geçse günümüz...
Hangisine tasa edeceğiz, şaştık.
"Ölüm derdi, kalım derdi" derken
Dimyata pirince giden misali,
İlgi duymuyordum. Hiçbir şeye ilgi duymuyordum. Nasıl kaçabileceğime dair hiç fikrim yoktu. Diğerleri yaşamdan tat alıyorlardı hiç olmazsa. Benim anlamadığım bir şeyi anlamışlardı sanki. Bende bir eksiklik vardı belki de. Mümkündü. Sık sık aşağılık duygusuna kapılırdım. Onlardan uzak olmak istiyordum. Gidecek yerim yoktu ama. İntihar? Tanrım, çaba gerektiriyordu. Beş yıl uyumak istiyordum ama izin vermezlerdi.