Kavgayı bir yaprağın üzerine yazmak isterdim; sonbahar gelsin yaprak dökülsün diye...
Öfkeyi bir bulutun üzerine yazmak isterdim;
yağmur yağsın bulut yok olsun diye...
Nefreti karların üzerine yazmak isterdim;
güneş açsın karlar erisin diye...
Ve
Dostluğu ve sevgiyi yeni doğmuş tüm bebeklerin yüreğine yazmak isterdim; onlarla birlikte büyüsün bütün dünya'yı sarsın diye...
Çocuklar ve hayvanlar.
Bu dünyayı sizin cehenneminiz ettik.
Bir kuru özür neye yarar.
Para, hırs, doyumsuzluk, nefret, zalimlik, vicdansizlik, insan olmanın utanciyla yaşıyorum.
Dünyada yüzlerce yön var!
Bunlardan biri bizim için doğru yöndür.
Doğru yönü nasıl bulmalı?
Pusulamız ne olmalı?
İçimize bakabilmek!
Orda bir pusula var.
Şaşmayan bir "vicdan" pusulası!
Ama içindeki yönü kaybetmişsen..
Dışındaki pusulalar seni nereye götürebilir ki..!
Herkesin hikayesi var.
Ne çabuk yargılıyoruz
insanları ve ne çabuk tanılar koyuyoruz değil mi?
O kadar hızlı kararlar veriyoruz ki insanların yaşadığı hikayeler bizim için pek önemli olmuyor.