Yaşamınızın kontrolü sizde değil. Öyle olduğunu düşünebilirsiniz, ama yanılıyorsunuz. Elbette ki kendi kararlarınızı kendiniz vermekte özgürsünüz. Bu kitabı kapatabilirsiniz. O sandalyede oturmaya devam edebilirsiniz. Ya da gözlerinizi oymak gibi çılgınca bir şey yapabilirsiniz. Ne isterseniz yapabilirsiniz. Ama sorun şurada: Ne isteyeceğinizi kontrol edemezsiniz. Her davranışınızı önceden belirleyen arzularınız ruhunuzun kadar derinlerine işlemiştir ki, onlara dikkat bile etmezsiniz ve bu da sizi mükemmel bir köle yapar. Bu nedenle, hayatınızı yaşamaya devam edin. Ne isterseniz yapın. Sadece "isteklerinizin" tümüyle sizin kontrolünüzde olmadığı gerçeği üzerine kafanızı çok fazla yormamaya çalışın.
Sandalyeme çöktüm, karamsar, terk edilmiş, çaresiz. Artık gitmeleri gerekiyordu. Kimseden hiçbir şey istemiyordum. İçimde ki son umut zerresi de yok olup gitmişti.
Yaşarken duyguların bulanıklaştığını ileri sürüyordunuz. Bense bir yüzyıl yaşasam da bugün beni isyan ettiren şeylere asla alışamayacağımı hissediyorum.
Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem inanç devriydi, hem de kuşku, aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu.