Feyza

“Bir okur pek çok hayat yaşar. “ dedi James Harris. “Okumayan insansa tek hayat yaşar…”
Reklam
Sevgi duygumuzu uyandıran üstün meziyetlerin söz konusu olmadığı hallerde dahi, çocukluk arkadaşlarımız her zaman sonraki dostların elde edemeyeceği bir kudrete sahiptir zihinlerimiz üzerinde. Sonraları düzeltilse de asla tamamen yok olmayan çocuksu taraflarımızı bilirler; gücülerimizin doğruluğuna bakıp, eylemlerimize dair daha kesin yargılara varabilirler. İnsanın kardeşi, evvelce alâmetlerini görmediyse, asla onun hilekarlık ettiğinden, üçkağıt çevirdiğinden şüphelenmez; oysa başka bir arkadaşın, aradaki bağ ne kadar kuvvetli olursa olsun, ister istemez bir takım şüphelere düşmesi mümkündür.
Sayfa 234Kitabı okudu
Sanki dünya bizim tuhaflıklarımıza aşık olan ama bu tuhaflıkların geçici olmasını bekleyen erkeklerle dolu gibiydi.

Reader Follow Recommendations

See All
Olgun bir insan her zaman sakin ve huzurlu bir zihin yapısını kurmalı; tutkularının, geçici bir arzunun sükûnetini bozmasına asla izin vermemeli. Bilgi peşinde koşmak da bu kurala istisna teşkil etmez bence. Üzerinde yoğunlaştığınız çalışmalar sevgisi hissinizi zayıflatıyorsa, basit şeylerden aldığınız, dışarıdan hiçbir şeyin karışmaması gereken tadı yok ediyorsa, o çalışmalar uygunsuz demektir; yani insan zihnine uymazlar. Bu kurala her zaman dikkat edilseydi, hiçbir insan, uğraşlarının herhangi bir şekilde ev içindeki sevginin sükûnetini bozmasına izin vermeseydi, Yunanistan köleleştirilmezdi, Sezar ülkesini kurtarırdı, Amerika’nın keşfi daha kademeli gerçekleştirilirdi , Meksika ve Peru’daki imparatorluklar yok edilmezdi.
“…Deha sahibi insanların emeği, hatalı biçimde yönlendirilmiş olsa da, nihayetinde çoğu zaman insanlığa sağlam bir fayda sağlar. “
Reklam
Kitaplarla, dünyadan uzak bir hayat içinde eğitildin: Dolayısıyla biraz zor beğenirsin.
"...Gerçeklerin dünyasında kötülerin cezalandırılıp iyilerin ödüllendirildiği falan yoktu. Başarı güçlüye veriliyor, yenilgi zayıfın eline tutuşturuluyordu. Hepsi buydu..."
Sayfa 229Kitabı okudu
“Bana resmi yok ettiğini söylemiştin.” “Yalan söyledim. Resim beni yok etti.”
Sayfa 179Kitabı okudu
"Günah insanın yüzüne vurur; gizlenemez. Hani insanların gizli kapaklı kötülüklerinden, günahlarından bahsedilir ya, öyle bir şey yok. İnsan kötülük ettin de az kıvrımlarından, düşük gözkapaklarından, hatta ellerinin duruşundan bile ele verir kendini."
Sayfa 172Kitabı okudu
“Bir insanın kişiliğini bozmak istiyorsan onu düzeltmeye çalış. “
Reklam
"Sen sen ol evlenme Dorian. Erkekler yoruldukları için, kadınlarsa meraktan evlenir; sonuç olarak ikisi de hüsrana uğrar. "
"Günümüzde insanlar her şeyin fiyatını biliyorlar da hiçbir şeyin kıymetini bilmiyorlar. "
Lord Henry bir süre düşündü. "Gençken yaptığınız çok büyük bir hata var mı düşes?" diye sordu masanın diğer ucundaki kadına. "Olmaz mı? Hem de öyle çok var ki." "O zaman aynı hataları yine yapın. İnsan gençlik günlerine dönebilmek için akılsızlıklarını tekrarlamalıdır."
“ Yaz günleri uzun olur Basil," diye mırıldandı Lord Henry. "Bir de bakmışsın, ondan önce sen bıkmışsın. Düşünmedi acı gelebilir belki ama zeka güzellikten hiç şüphesiz daha kalıcıdır. İşte bu yüzden gereğinden uzun bir eğitim hayatının zahmetlerine katlanmıyor muyuz? Bu vahşi, kıran kırana hayatta kalma mücadelesinde kalıcı bir şeylere sahip olmak ister, bu yüzden de yerimizi koruyabilmeye dair aptalca bir umutla kafamızı binbir türlü zırvayla ve doğruyla doldururuz. Modern çağın ideali iyi eğitimli insandır. İyi eğitim görmüş insanın zihniyse korkunçtur; her şeyin ederinin üzerinde satıldığı canavarlarla dolu, tozlu bir çıfıt çarşısı gibidir. Bana yine de önce sen bıkacakmışsın gibi geliyor. Günün birinde arkadaşına bakacaksın ve ya hatlarını çizmeye değer bulmayacak ya da ne bileyim belki cildinin tonunu beğenmeyeceksin. İçinden ona sitem edecek, sana çok kötü davrandığına gerçekten inanıp içerleyeceksin. Seni aradığında bu sefer ona soğuk ve umursamaz davranacaksın. Aslında yazık olacak zira bu seni değiştirecek. Bana anlattığın hikâye, istersen adına sanatsal romantizm de, epey romantik ve romantizm yaşamanın en kötü yanı, çekip gittiğinde seni romantizmden yoksun bırakmasıdır. “
“…Ama bazen de korkunç düşüncesiz olabiliyor; bana acı vermekten âdeta zevk alıyor. İşte o anlarda Harry, tüm ruhumu ona paltosuna taktığı bir çiçek, güzelliğine güzellik katarak kibrini okşayan bir süs ya da kullanılıp atılan bir yaz aksesuarı muamelesi yapan birine verdiğimi anlıyorum.”
“Gülmek bir dostluğu başlatmak için hiç fena bir yol değildir ama bir dostluğu sona erdirmenin de kesinlikle en iyi yoludur. “
Reklam
Kuşlar tutsak yaşayamazlarmış. Ya çocuklar İnci? Onlar tutsak yaşayabilirler mi?
“Hayır kurmuyorum. Beni sevmediğini biliyorum. “ Birden, ne yapacağımı daha da bilemez hale geliyorum. “ Ama, savaşmayı sürdüreceğim. Yaşamda, sonuna kadar savaş vermeye değen şeyler vardır. “ Verecek bir cevap bulamıyorum. “Ve sen, buna değersin.”
“Gülünç, “ diyorum, kendi kendime. “Aşktan daha derin hiçbir şey yoktur. Çocuk masallarında, prensesler kurbağalara öpücük verir ve kurbağalar sevimli prenslere dönüşür. Gerçek yaşamdaysa, prensesler prensleri öper ve prensler kurbağaya dönüşür. “
Kadınlardan ayırdığı ister kocalar, ister sevgililer olsun, denizin, kadınların en büyük düşmanı olduğu kesindi. Bereket o deniz adamları sonsuza dek uzaklaşmıyorlardı. Yeniden geliyorlar, hep yeniden geliyorlardı.
Sayfa 125Kitabı okudu
“Bence de bu bir rüya Bayan Verena, ama rüya görmeyen insanlar terlemeyen insanlar gibidir, içlerinde bir yığın zehir birikir. “
Sayfa 105Kitabı okudu
Reklam
Yıldızlar, kapayın gözlerinizi! Hiçbir ışık sızmasın İçimdeki derin, karanlık isteklere.
Her gün biri çıkar, başlar, benim ben demeye, Altınları, gümüşleriyle övünmeye. Tam işleri dilediği düzene girer, Ecel çıkıverir pusudan: Benim ben, diye.
Zamanın iki yüzü var, dedi kendi kendine Hayyam, iki boyutu; uzunluğunu güneşin seyri belirliyor, kalınlığını ise tutkular.
Kör olasıca, bebeği öldürmekle çöpe atmak arasında ne fark var, derdi annem. Bu sorunun da bir sınav olup olmadığını merak ederdim. Büyük bir fark var, derdi sonra, kendi sorduğu soruyu cevaplayarak. Öldürmek daha merhametli bir şey olabilir.
“Çoğu zaman insanlar, hatta caniler bile, haklarında verdiğimiz yargılardan çok daha saf, temiz ruhlu olurlar. Biz de öyleyiz.“
“Kimdir bu sokakları dolduran adamlar? Bu koca şehir, ne kadar birbirine yabancı insanlarla dolu. Sevişemeyecek olduktan sonra neden insanlara birbiri içine giren şehirler yapmışlar? Aklım ermiyor. Birbirini küçük görmeye, boğazlaşmaya, kandırmaya mı? Nasıl birbirinden bu kadar ayrı, birbirini bu kadar tanımayan insanlar bir şehirde yaşıyor? “