Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.26
Feyza
Feyza
@Feyzaszr
kendi halimde bi’derdim var
Öğrenci
Üniversite
Samsun
27 January 1998
26 reader point
Joined on December 2020
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Zenginlik güzel şey…
Kitaba başlarken beklentim yoktu. Çevirisinin güzel olmadığını okumuştum. Ki ilk 100 sayfa gerçekten ölüm gibiydi. Cümleleri okurken bağlantı kuramadığım, anlamakta zorlandığım çok fazla yer oldu. Ancak ardından kendisini toparladı. Konu olarak zengin bir ailenin en küçük çocuğunun hikayesini okuyoruz. Seri 3 kitaplık, 3 erkek kardeşin hikayeleri ayrı ayrı anlatılıyor. Annesi kansersen vefat edince babaları kendini alkole verip çocuklarıyla ilişkisi yerle bir olan çocuklara dedeleri ve en büyük erkek kardeş bakıyor. Dedeleri öldüğünde üçüne de mirası elde edebilmeleri için şartlar sunuyor. Bu kitabın başrolü Rowen’ın da görevi Dreamland denilen eğlence merkezinin (lunapark gibi bir yer ahaha) ilerlemesini sağlamak. Rowen burada çalışırken Zahra ile tanışıyor ve hikaye başlıyor. Aslında klişe bir konusu var ancak işleyişini ben çok beğendim. Okurken bana keyif verdi. Zengin oğlanları hep şeymişimdir.
Zahra ile Rowen’ın ilişkisi de beni yormayan, tatlı bir ilişki oldu. Çok bir beklentiniz olmadan romantik bir kitap okumak isterseniz tercih edebilirsiniz. Tabii çevir kısmını görmezden gelebilirseniz.
En İyi Korku Romanı Adayı olarak kalması normal değil mi?
Kitabın arka kapağını okuduğum zaman büyük beklentilere girmiştim. Korku romanı olduğunu iddia ediyordu kitap. Kitap 400 küsür sayfa ancak arka kapakta yazan kısımlar kitabın yarısını tuttu. Geri kalan yarısında ise kitabın nabzı yükselmedi. Korku unsuru olarak ne koymuş yazar kitaba anlayamadım. Yazım dili akıcı olsa da beklentimin çok çok altında kaldı.
Vampirlerin hayatımızda yaşarlarsa nasıl olacağını yazmaya çalışmış yazar. Ancak gerçekçi yazmaya çalışırken bu sefer de dozunu kaçırıp fazla normalleştirmiş. Patricia James'i ilk bulduğunda nabız ve soluk alamayıp CPR yapıyor, adam kendine gelince de hiçbir şey olmamış gibi diyaloglara devam ettiler. Ya adama CPR yaptın sen kadın! Nasıl birden ayağa kalktı bu adam? Ya da vampir James'in, kızın kanını emerken gören Patricia olayın şokunu kolayca atlatabiliyordu. Fazla erken atlatıldı bu olaylar. Ek olarak çokça klişe vardı. Bayan Mary'nin sürekli "Bende fotoğrafı var. " demesi klişeydi. Klişeleri severim ancak bu biraz gereksiz bir klişe oldu bence. Sevdiğim birkaç yerden birisi vampirler hakkındaki bilgilerin işlenişi oldu. Vampirlerin bir yere davet edilmesi gerek kuralı çok güzel işlendi. Kitap kulübünün arkadaşlık ilişkisi de iyiydi.
Ancak eksikler ve artılar bir araya toplanınca ben bu kitabı sevemedim.
XOXO
Hayal kırıklığı...
Kitapla ilgili o kadar çok olumlu yorum gördüm ki en sonunda aldım. Büyük umutlarım vardı, ne yazık ki hayal kırıklığına uğradım. Yorumum spoilerlı olacak.
Ava'nın abisi Josh bir tıp öğrencisi. Gönüllü çalışma amaçlı uzak bir yere gitmeden önce kız kardeşini can dostu Alex'e emanet ediyor. Alex, IQ'su 160 olan ultra zeki bir COO.
Reader Follow Recommendations
Hazel ve Jimin'in Sevgili Olamama Rehberi
Kitap Hazel’ın üniversitedeyken etkilendiği ve arkadaş olmak istediği Josh ile 7 sene sonra karşılaşmasıyla başlıyor.
Hazel oldukça garip ancak bir o kadar harika bir kadın. Çok konuşan, sürekli gülen, espriler yapan, erkeklerin onun bu garipliklerini sevdiği ancak zaman geçtikçe onun normal olmasını arzuladıkları bir kadın. Hazel bu nedenle
Yazar bir şey diyor ama ne diyor?
Kitap 1 sene elimde süründü. Nasıl bu kadar süründü anlamadım ancak okuma isteğimi biraz kırdı. Yazımı ve akıcılığı iyi olsa da anlatmak istediği şeyi anlatabildiğini düşünmüyorum. Fazla hayalperest bir hikaye geldi bana. Mantık hataları da çokçaydı. Kitaptan aklımda kalacak tek şey Zoe'ye Lityum kullanmasının önerilmesiydi. Psikiyatri stajı bir işe yaradı sanırım.
Neden bu kadar geç okudum bu seriyi? #1
Ay Günlükleri serisinin ilk kitabı Cinder. Kitaba bayıldım. Her şey dozunda ve mantığında yazılmıştı bence. Asla "Burada ne oluyor ya? Böyle şey mi olur?" demedim. Geç okuduğum için pişman oldum. Aksiyonu dozunda, hoş bir kitap olmuş. Sevdim.
Spoilerlı yorum kısmına gelecek olursak karakterler çok iyi yazılmıştı. Kafamda oturmayan tek kısım karakterlerin yaşları oldu. Onu da he deyip geçtim. Prens Kai toyluğuna göre inanılmaz iyi idare etti ülke yönetimini bence. Cinder ise aklı başında bir başroldü. Klişeler asla yoktu, bayıldım. Android robotlara çok üzüldüm. Yavrularım ya. Cinder ile Kai ilişkisi de çok iyiydi. Böyle bir dünya düzeninde ancak bu şekilde iletişim kurabilirlerdi zaten. Sayborgluk, Aycılar, Dünyalılar... Keyiften dört köşe oldum okurken.
Devamını okumaya gidiyorum.
XOXO
Üzgünüm Savannah...
Kitap bir yayınevinde yardımcı editör(?) olarak çalışan Savannah'nın, yayınevi politikası dışında olan bir roman yazmaya çalışmasını anlatıyor. Romanına gizli bir editör yardımcı oluyor. Ek olarak yeni CEO William da hikayenin bir parçası.
Spoilerlı yorum yazacağım. Kitabın ilk 60 sayfası beni oldukça sıktı. Savannah'nın işiyle ilgili bu kadar ayrıntı vermesini anlamlandıramadım. Aynı şekilde ailesiyle ilgili olan kısım da havada kaldı. Ailesi Olivia'ya daha çok değer veriyordu ama Savannah ile sonunda araları düzeldi. Peki ailenin yazılmasının amacı neydi?
Olivia ile nişanlısı ayrı bir olaydı zaten. Olivia bu kadar kontrol manyağı iken nişanlısının ona katlanamayıp Savannah'a geri dönmesi de bir başarı değildi ki. Olivia'ya aşık olup Savannah'dan ayrılmıştı, geri dönmesinin sebebi de Olivia'yı sevmemesi değil de kızın konrtol manyaklığıydı bence. Ama kitapta bu şekilde yazılmadı elbette.
William... Will nasıl bir adam anlayamadım. Fazla ayrıntısızdı. Başrol kız bir yerdeyken hep Will de oradaydı. Fazla klişe. Ek olarak birbirlerinden hemen hoşlandılar. O da çok manasızdı bence. William'ın işin başına geçer geçmez Savannah'nın fikirlerini bu kadar dikkate alması da bana profesyonel gelmedi.
Sonuç olarak, beklentimin oldukça altında kalan bir kitap oldu. Romantizm beklemiştim ancak onu bile alamadım. Üzgünüm... Yazılma amacını anlayamadığım bir kitap oldu.
XOXOn
Şeytan Tüyü kimdeydi?
Kitap serinin ilk kitabı. Olaya bir cinayetle başlanıyor. Savcı yardımcısı Cameron ile Ajan Pallas geçmişte yaşadıkları sürtüşmeden ve Ajan Pallas’ın sürgün edilmesinden sonra bu cinayet nedeniyle tekrar karşılaşıyorlar. Kitabın sorunu başroller arasındaki duyguları anlatamamasıydı. Eskiden olan sürtüşmelerinde bile Ajan Pallas’ın duyguları iyi ifade edilmişken Cameron için aynısı geçerli değildi. Günümüz anlatımında da ikili arasındaki ilişki yüzeysel ve hızlıca oldu. Ayrıca Şeytan Tüyü kimdeydi onu da anlayamadım. Cinayet davasının mantığı iyi olsa da birtakım zorlamalar vardı. Cameron savcıydı ama pek bir çetin cevizliğini de göremedim. Genel olarak akan ancak pek etki bırakmayan bir kitap oldu.
