Sabahattin Ali’nin çok beğenerek okuduğum Başyapıtı Kuyucakli Yusuf tan sonra ikinci romanı olan “İçimizdeki Şeytan” Macide ve Ömer’in üzerinden toplumdaki yaşayış tarzını, üniversite öğrencilerini, o zamanki entelektüelleri eleştirmektedir. Tabiî, bunların hepsini bazı olaylar eşliğinde, tatlı üslubuyla yapmaktadır.
İnsanların çıkarı söz konusu olunca içindeki şeytanların nasıl ortaya çıktığının bir resmini çizen bu kitapta, ilim çevrelerinin eleştirisi yapılmakta. Özellikle Ömer’in arkadaşlarının yaptıkları çirkinlikler, konuşmaya gelince, düşünceye gelince dev olan bu kişilerin sıra yaşamaya ve ahlaka gelince nasıl cüceleştiğinin tablosu adeta bu roman.
Fikir adamı olmak için sadece fikre sahip olmanın yetmediğini, okudukları ile yaşadıklarının iç içe geçmesi gerektiği vurgulanıyor. Yazarlara, düşünce adamlarına karşı Bedri’nin yaptığı eleştiriler de son derece yerinde ve hayran olunası.
Bütün bunların yanında Ömer ve Macide’nin aşkı, Bedri’nin eski öğrencisi Macide için yaptıkları, Ömer’in arkadaşları ve aşk sayesinde büyüyen ve hayatı öğrenmeye çalışan bir Ömer var kitapta.
Hasılı, “İçimizdeki Şeytan” yerinde eleştirileri ve güzel olay örgüsüyle okunmayı hak eden bir Sabahattin Ali romanı.