Furkan Doğan

Furkan Doğan
@Furkandogan1
Adana
Adana
8 okur puanı
Nisan 2023 tarihinde katıldı
Bende hiç tükenmez bir hayat vardı Kırlara yayılan ilkbahar gibi Kalbim her dakika hızla çarpardı Göğsümün içinde ateş var gibi Bazı nur içinde, bazı sisteyim Bazı beni seven bir göğüsteyim Kah el üstündeydim, kah hapisteydim
Reklam
Karanlığın Çağrısı
Ya senden cok uzak olmaliydim Aramizda asilmaz engeller olsun istiyordum Buyuk daglar,derin denizler olsun istiyordum. Sana gelmeye gucum yetmemeliydi Caresizligimin butun hincini mesafelere yuklemeliydim Dagda yanan bir coban atesi gibi Gokte bir yildiz gibi Seni gormeli Seni yasamali ve senden cok uzaklarda olmaliydim Biliyorum guzelligin yer
Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdesin. Su olsan kimse içmez, Ölür de susundan Yol olsan kimse geçmez, Sarp kayalara uğratır da yolunu Elin adamı ne anlar senden? Çıkarsın bir dağ başına, Bir ağaç bulursun Tellersin pullarsın Gelin eylersin. Bir de bulutları görürsün, bir de bulutları görürsün Bir de bulutları görürsün Köpürmüş gelen bulutları Başka ne gelir elden? Çın çın ötüyor yüreğimin kökünde şu dünyanın ıssızlığı Tanrı kimsenin başına vermesin böyle bir yalnızlığı!

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Adam yaşama sevinci içinde masaya anahtarlarını koydu Bakır kaseye çiçekleri koydu Sütünü, yumurtasını koydu Pencereden gelen ışığı koydu Bisiklet sesini, çıkrık sesini Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu adam masaya Aklında olup bitenleri koydu Ne yapmak istiyordu hayatta işte onu koydu Kimi seviyordu, kimi sevmiyordu Adam masaya onları da
Beni güzel hatırla Bunlar son satırlar… Farzet ki bir rüzgardım Esip geçtim hayatından Ya da bir yağmur Sel oldum sokağında Sonra toprak çekti suyu… Kaybolup gittim
Reklam
Yavuz Bülent Bakiler
Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü İncecikten bir yağmur yağıyordu yollara Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi Sıcak bir kara sevda Yüreğimizin başında bağdaş kurup oturmuştu; Acımsı, buruk. mühürlenmişti ağzımız bir sessizlik içinde Sessizliği üstümüzden atamıyorduk Bir saçak altında kararsız, yorgun Saatlerce duruyorduk Kimse görmüyordu
Mum gibi erimiyorsa insan, yanıyorum dememeli.  Yanmaktan korkuyorsa insan, aşk kapısından girmemeli.  Ya kor yürekli olmalı insan, ya da kor barındıracak yürekli...
Seçkin bir kimse değilim İsmimin baş harfleri acz tutuyor Bağışlamanı dilerimSana zorsa bırak yanayım Kolaysa esirgemeHayat bir boş rüyaymış Geçen ibadetler özürlü Eski günahlar dipdiri Seçkin bir kimse değilim İsmimin baş harflerinde kimliğim Bağışlanmamı dilerimSana zorsa yanmaya razıyım Kolaysa affı esirgemeHayat boş geçti Geri kalan korkulu Her adımım dolu olsa İşe yaramaz katında Biliyorum Bağışlanmamı diliyorum
Erdem Beyazıt
Bir an kayboldun gibi! Yaşadım kıyâmeti Yoruldun ama buldun ey kalbim emâneti. Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma.
Acını yaşa, öfkeni yaşa. Ve seyret. Kendini sakın bastırma. Öyle suyun üstünde akan yaprağa bakar gibi bak, seyret. Uzanıp onu almaya kalkışma. Kendini suçlama. Olacak olandan kaçamazsın. O yüzden hiç bastırma kendini, baskılama. Çünkü insan bastırdığı duygunun esiri olur.
Reklam
Daha dokunmadan kurudu irem çöllere bir türlü yağamıyorum yeni bir koşunun başlangıcında biraz deprem sonrası biraz şehir hülyası bir kalp yangınından geriye kalan siyah gözlerine beni de götür artık bu yerlere sığamıyorum.
Ümit Yaşar Oğuzcan
Nasıl bir bütünüm seninle kimse bilmez Ellerin tamamlar ellerimin eksikliğini Bir ışık düşer yalnızlığıma gözlerinden Gökyüzü yıldız yıldız anlatır geldiğini.. Ne güzel nehirlerle paylaşmak güzelliğini Yağmur yağmur serinlemek senden akan sularda Gecenin bir yerinde apansız seni kaybetmek Sonra yine sen olmak en güzel uykularda Sen olmak,dev adımlarla sana yaklaşmak Vahşi ormanlarda nasıl koşarsa yaralı bir ceylan Seni aramak,öylesine kan ter içinde sana koşmak Sana koşmak,seninle dağlar,denizler aşmak Boşuna değil yokluğunda her gün bir kez öldüğüm Ya sende başlar, ya da sende biter bütünlüğüm
Gelsen Gelmesen
Artık olan oldu bize Gelsen de bir gelmesen de Artık olan oldu bize Gelsen de bir gelmesen de Gelemeyiz biz yüz yüze Gelsen de bir gelmesen de Gelsen de bir gelmesen de Hep kendini çektin naza
Faruk Nafiz Çamlıbel
Elimi beş yerinden dağladı beş parmağın, Bağrımda da yanmadık bir yer bırakmadan git... Bir yarın göçtüğünü,çöktüğünü bir dağın Görmemek istiyorsan ardına bakmadan git! Yavrusunun yoluna dalan bir dul bakışı Andırıyor ışıksız evinde pencereler. Biraz yeşermek için beklesin artık kışı Çağlayansız yamaçlar,suyu dinmiş dereler. Bir sarı
İhtimâl
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam... Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim. İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman özlemeye başladım herkesi... Ve bu hasret öyle uzun
Ben Kalmadı
Beni sevda yerimden vurdu yine zaman. Bir aşkı paylaşmak için çok geç, bir paylaşıma aşık olmak içinse erken. Beni sevda yerimden vurdu yine zaman.. Şimdi sana söylenecek tek cümle: Bende sana yetecek kadar ben kalmadı...
Reklam
Sen Sen Sen
Bir dağbaşı yalnızlığı yaşıyorum yeniden., Dağbaşı yalnızlığı ölümden beter. Hiç kimse aramasa sormasa beni Sen gelsen yeter.. Huzur ellerinin güzelliğidir. Gözlerin karşımda mutluluk denizi. Her sabah soframızda ekmeğimizi Sen bölsen yeter.. Yüreğim seninle yaylalar kadar serin Ne bir çizgi hasret, ne bir nokta gam Yayla dumanı gibi gözlerime her akşam Sen dolsan yeter.. Bende çaresizlik sonsuz kördüğüm. Bende sabır sende naz.. Gündüzünden vazgeçtim düşümde biraz Bir yüz görümlüğü sen olsan yeter.. Duymasa da hiç kimse şâir gönlümün, Sende karar kıldığını... Ve içimin şerha şerha yarıldığını, Sen bilsen yeter.. Bir gün duysan bittiğimi, tükendiğimi.. Çıkıp gelsen uzaklardan korkulu ürkek.. Bir incecik dal gibi üzerime titreyerek, Eğilsen yeter...
Tut Yüreğimden Ustam
Ustam… Aklım firarda Gözbebeklerimde müebbet hüzün Dilimde ay kesiği bir yara Düşüm kırık dökük Umudumun boynu bükük Bir öksüzün omuzlarında sükut Yüreğim sana emanet ustam sıkı tut
Zindan !
Zindan iki hece, Mehmed'im lâfta! Baba katiliyle baban bir safta! Bir de, geri adam, boynunda yafta... Halimi düşünüp yanma Mehmed'im! Kavuşmak mı? .. Belki... Daha ölmedim! Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli, Kırmızı tuğlalar altı köşeli. Bu yol da tutuktur hapse düşeli... Git ve gel... Yüz adım... Bin yıllık konak.Ne ayak dayanır
Zulmü Alkışlayamam
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem; Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem. Biri ecdadıma saldırdımı, hatta boğarım! ... -Boğamazsın ki! -Hiç olmazsa yanımdan kovarım. Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam; Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam. Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale; Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale! Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum! Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim, Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim! Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım. Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım! Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu... İrticanın şu sizin lehçede ma'nası bu mu?
Göğe bakalım
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar Şu aranıp duran korkak ellerimi tut Bu evleri atla bu evleri de bunları da Göğe bakalım Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım İnecek var deriz otobüs durur ineriz Bu
Sana Bakmak
Her şey yapılabilir bir beyaz kağıtla Uçak örneğin uçurtma mesela Altına konabilir bir ayağı ötekilerden kısa olduğu için Sallanan bir masanın Veya şiir yazılabilir süresi ötekilerden kısa Bir ömür üzerine Bir beyaz kağıda herşey yazılabilir Senin dışında Güzelliğine benzetme bulmak zor Sen iyisi mi sana benzemeye çalışan herşeyden Bir gülden, bir
Reklam
Boğuldu Son Bakış
kimbilir, şimdi neredesin yoruldum korktuğum yangınlara yakalanmaktan suya düştü intihar, boğuldu son bakış kimi istesem uzaktır kıyı boyları vedalar alnıma işlenmiş, nakış nakış aşk! Sevdiğim ama dokunamadığım çiçek kulaç attığım dalgalara sıkıştı haykırışım gitmeyi öğrettiler bana, kalmak nasıldır..? nasıldır bir göğüste endişesiz uyumak..? yırttığım takvim yapraklarında ağlıyor çocukluğum söylesene, nasıldır dudaklarını bir dudakta uyutmak..?
Sana bakmak..
Her şey yapılabilir bir beyaz kağıtla Uçak örneğin uçurtma mesela Altına konabilir bir ayağı ötekilerden kısa olduğu için Sallanan bir masanın Veya şiir yazılabilir süresi ötekilerden kısa Bir ömür üzerine Bir beyaz kağıda herşey yazılabilir Senin dışında Güzelliğine benzetme bulmak zor Sen iyisi mi sana benzemeye çalışan herşeyden Bir gülden, bir
Gittin mi büyük gideceksin! Ayrılık bile gurur duyacak seninle. Gittin mi ayakların onun yakınından bile geçmeyecek bir daha. Gölgen bile kalmayacak ardında. Gittin mi onurunla gideceksin, haklıysan gidecek, gitmişsen dönmeyeceksin….