Özlemek için Nazım var...
Mavi için Edip...
Rakı için Can Yücel...
Sevda için Ahmed Arif...
Bazen özledim diyemezsin,
Nazım okuyorum dersin.
“Ben Nazım okuyorum,
sen ne yapıyorsun?”
Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
Gittiler akşam olmadan ortalık karardı
Sabahları uyanıp parıldayan güneşi gördüğümde, "Al işte, yine cenneti andıran bir gün ve yine insanlar bunu mahvedecekler" diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.