Bir erkeğin herhangi bir organı nasıl tabu değilse kadın bedeninin herhangi bir parçası da tabu değildir. Kadın bedeni ve ya erkek bedeni biri diğerinden daha tanrısal değildir. Hiçbir beden bir ahlakı ve yahut bir “namusu” ifade etmez. Her beden hürdür, sahiplik hakkı ise cemaatleşmiş bir toplumun algılarına bırakılamaz, bedenler, bireylerin asli ve kendi özel mülküdür. Herhangi bir bedenin açıklık ölçüsüne karar verecek olan toplumsal dinamik ve onu oluşturan ahlaki ögeler, içerisinde bulunulan garip inançlar değil, bireyin öz tercihleridir. Hiçbir fikir tabu olamaz, çünkü; çağların ürünüdür ! Kadınlığa indirgenen ve ataerkil ilişkilerin bir sonucu olan kadın vücudunun “günahlaşması” aslında kadının kendisine yabancılaşmasını, bedenini, cinselliğini ve sosyal ilişkisini idame ettirememesine var olan muhafazakar yapının yıkılmadan özgürlüğün olamayacağını bugün bir kez daha görmüş olduk. Amerikan televizyonuna göre normal olan bir görüntünün Türkiye’de ahlakı gıdıklaması, bazı maymunların cinselliğini kabarmış olması, Ortadoğu ahlakının “kadına” indirgenmesinin en net örneğidir.
Cinsellik genellikle ütopyalarla distopyaların merkez noktasıdır; kimin, kiminle, hangi cinsel organlarla ne yapabileceği insanoğlunun ana meşgalelerinden biridir. Çünkü seks ile üreme birbirinden ayrılmıştır ve kadınlar artık doğum yapmamakta, hatta bunu düşünmek bile tiksinmelerine neden olmaktadır. Cinsel ilişkiler bir tür boş zaman geçirme etkinliği hâline gelmiştir./Margaret Atwood
Dünyanın En Büyük Oteli, Suudi Arabistan'da Abraj Kudai
Abraj Kudai, Suudi Arabistan'ın Mekke şehrinde kısmen inşa edilmiş bir oteldir. Başlangıçta 2017'de açılacağı öngörülen inşaat 2015'te finansal zorluklar nedeniyle durduruldu. 2023 itibariyle otel henüz halka açılmamıştır. Tamamlandığı takdirde, 45 kat yüksekliğindeki 12 kuleden oluşan, 10.000 yatak odası, 70 restoran ve dört çatı helikopter pisti ile dünyanın en büyük otellerinden biri olacak. Ayrıca Suudi kraliyet ailesinin tek kullanımı için beş kat olacak. Arabistan Business'a göre, kulelerden 10'u dört yıldızlı konaklama sağlayacakken, diğer iki kule ise beş yıldızlı olanaklar sunan özel müşterilere ayrılacak.
”-Herkes savaşa girme kararını kendi verseydi, hiç savaş olmazdı.
+ Bu çok iyi olurdu.
-Büyük ihtimalle çok iyi olurdu ama hiçbir zaman olmayacak…’’ (savaş ve barış 1.cilt s.48)