Popomuza vurduklarında aldık ilk darbeyi. O gün öğrendik ağlatılarak sevilmeyi. Bu yüzden bizi ağlatanları sevdik hep.
Ağlatan şarkıları,
Ağlatan filmleri,
Ağlatan kitapları,
Ağlatan aşkları.
Şimdi ölürken güldürme beni!
En çok da unutacağını ve unutulacağını önceden bilmek yaralıyor insanı.Öleceğin günü önceden bilmek gibi bir duygu bu...Sonra hepimiz yaralı kalplerle dolaşıyoruz ortalıkta.
İçtiğimiz sigaraya kızıyor kimileri, kimileri asık suratımıza. Yaslandığımız omzun yerini taş duvar alınca anlıyoruz; mezarımızı neden hep taşa yasladıklarını.
Kıyafetlerini çıkarıp seks yapmak çok kolaydır. İnsanlar bunu sıklıkla yapar. Ancak birine ruhunu açmak, onları; düşüncelerine, korkularına, geleceğine, umutlarına, rüyalarına davet etmek demektir... İşte gerçek çıplak olmak da budur...
Sen hiç bir şehri tepeden izledin mi? Ayakların acıyana kadar yürüdün mü? Üşümek, acıkmak, yürümek yaşadığını hissettirir insana. Hiç tanımadığın birine yardım etmenin mutluluğu ömür boyu çıkmaz içinden. Gezmek; bakmak görmek demek değildir yaşamaktır. Ben de öyle yaşıyorum.
"Başımı döndüren bir dünya var dünya içinde. Başımı döndüren bir çift göz var, dünya onun içinde." Derken kafayı fena halde gözlerime taktığı belliydi.