“Nasıl isen öyle kal kardeşim,” dedi bana Johann, “en aşağıdan başla, en iyisi bu. Yardıms ihtiyacın olursa...” diye ekledi. Ben de hayır anlamında hafif bir el işareti yaptım. O konuşmasına devam etti: “Çünkü yukarıya bir bak, orada yaşamaya bile değmez neredeyse. Demek istediğim beni yanlış anlama kardeşim.” Hızlı hızlı kafamı salladım, çünkü anlatmak istediğini çoktan anlamıştım, yine de devam etmesini rica ettim ve o da anlatmayı sürdürdü: “Yukarıda öyle bir hava hakim ki... Orada doyum atmosferi hakim ve bu da insanı kısıtlıyor, engelliyor. Umarım beni tam olarak anlamıyorsundur çünkü eğer beni anlasaydın kardeşim, bu berbat biri olduğun anlamına gelirdi.” İkimiz de güldük. Ah, ağabeyinle gülebilmek ne güzel!