İnsanlar şehir gibiydi. Bazı kötü yönleri var diye bütün şehirlerden nefret etmezdiniz. Sevmediğiniz yanları, birkaç tane tehlikeli ara sokağı ve mahallesi olabilirdi ama bir şehri yaşanır kılan şey iyi yönleriydi.
Nora yalnızlığın, temelinde anlamsızlık yatan bir evrende insan olarak var olmanın ayrılmaz bir parçası olduğu bilecek kadar varoluşçu felsefeye hakimdi
Dünyada ilk defa mı eşitsiz, uyumsuz, ilgisiz bir ilişki olacaktı, ya da insan kaderine ikincil sebepler olan rastlantının ve şartların yön vermesi ilk defa mı olacaktı?