Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Goblin Kitaplığı

"Ah prensim..." diye başladı bu sefer Simere, yaşlı kadınlar gibi ağıt yakıyordu. Başını sağa sola sallıyor, iç çekiyor, abartılı inlemeler çıkarıyordu. Siyara kaşlarını kaldırıp prense gayet iyi mesajını veren bir ifadeyle baktığında Barlas yavaşça Simere'nin ayak ucuna yerleşti. "Kral beni darağacında sallayacak majesteleriiiii, beni ancak siz kurtarırsınız majesteleriiiii, bu zavallı biçare küçük ve en tatlı kız kardeşiniziiiiii zindanlara atacaklar majesteleriiii..." "Neler oluyor?" diye sordu prens.
Sayfa 254 - Otantik kitapKitabı okudu
Reklam
"Çoğu açıdan oldukça hoş geçiyor. Özellikle de beni buraya kilitlediğinde okuyacak kitaplarım olduğu için. Tabii bunu anlayacağını sanmıyorum." "Aksine. Kitap okumaya sen ve Dorian kadar vaktim olmasa da bu kitapları sizin kadar sevmediğim anlamına gelmiyor." Celaena elmasından bir ısırık aldı. Mayhoş elma ağzında şekerli, bali andıran bir tat bıraktı. "Ya? Peki ne tür kitapları seviyorsun?" Chaol birkaç isim sayarken Celaena gözlerini kırpıştırdı. “Eh, bunlar güzel seçimler. Yani çoğu. Başka neler var?" Nasılsa sohbete dalmışlar, bir saat geçip gitmişti. Saatin biri vurmasıyla Chaol ayağa kalktı. "Öğleden sonrayı dilediğin gibi geçirebilirsin.” "Sen nereye gidiyorsun?" "Kollarımı ve ciğerlerimi dinlendirmeye." "Umarım bir dahaki görüşmemize kadar nitelikli bir şeyler okursun. Chaol odadan çıkarken havayı kokladı. "Umarım bir dahaki görüşmemize kadar sen de bir banyo yaparsın." Celaena iç çekerek banyo küvetini getirmeleri için hizmetçilerine seslendi. Onu balkonda kitap okuyarak geçireceği bir ikindi bekliyordu.
Sayfa 108Kitabı okudu
“Başkası yok mu bu getir götür işini yapacak? Olmaz! Ben izin vermiyorum! Çok arzu ediyorsa gitsin kendi getirsin, hatta gitsin de gelmesin.” “Kral'ın getirmemi istediği şey, sadece üstat değil Majesteleri?” Parşömeni masaya bırakırken ekledi. "İki dünyanın arasındaki geçidin anahtarını getirmemi istiyor Kral.” "Anahtar, Üstat Ramses'de değil miydi?” “Üstat, savaşı Ordor’un kazanma ihtimaline karşı Üstat Solen'e emanet etmişti." diye yanıtladı Grace. “Kral, anahtarın Üstat Solen'de olduğunu nereden öğrendi?" “Bugün, bizzat ben ilettim.” Barlas, oflayarak burun kemerini sıkarken kendini yatağa bıraktı. Bu görev, Kumandan'ı en az bir ay saraydan uzaklaştırmak demekti, yani ondan...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Yaşam da ölüm de sensin Kumandan, gittiğin her yere geleceğim." Dudaklarını gezdirip efsunlandığı kokuyu biraz daha soludu ve “Çünkü seni seviyorum Grace.” diye ekledi Prens, Kendi isminin bu kadar yakıcı ve arzulu bir şekilde Veliaht'ın dudaklarından dökülmesi, Kumandan'ın bedenini tatlı bir ürpertinin sarmasına sebep olurken Prens aynı yakıcılık ve arzuyla konuşmasını sürdürdü. “Çünkü sana geri döndürülemez bir şekilde âşığım.” dedi yine nefesi yakıcı bir fısıltıyla. Dudaklarıni Grace'ın yanaklarında gezdirerek dudaklarına getirdi. Göz göze geldiklerinde Kumandan'ın çıplak elleri Prens'in boynunda ve saçlarındaydı
Sayfa 86 - Otantik kitapKitabı okudu
"Bebeğim! " "Sen doğru bildiğin bir şeyi yaptın bunun için kendini suçlu hissetmeni istemiyorum." "Az kalsın yaptığım şey yüzünden ölüyordun Step, nasıl bu kadar rahat konuşabilirsin" "Ama ölmedim değil mi? Hala buradayım" "Şans eseri!" "Hiçbir şey şans değildir sevgilim her şey kaderdir. Benim sürem henüz dolmamış." "Bu kadar rahat konuşabilmene inanamıyorum." "Seni seviyorum Melek. Başka hiçbir şeyin önemi yok, yaptığın veya yapacağın şeylere koşulsuz güveniyorum, artık bana neler olduğu açıkla bebeğim. Açıkla ki karanlık sularda yüzmekten kurtulayım."
Reklam
"Gitmeyeceğim Savaş." Savaş dişlerini sıktı. "Bu iş bittiğinde gideceğini söyledin!" diye tısladı. "Bu iş bittiğinde buradan gideceğim, Buse'den değil." Savaş, "O nasıl olacak acaba Bihter Hanım? Buse'nin yanında nasıl kalmayı düşünüyorsunuz?" diye sorarken kaslı kollarını göğsünde birleştirmişti. Burnundan soluyordu. Sinirden dişlerini sıkmak zorunda kalmıştı. "Bir insan seviyorsa kalır Savaş. Nasıl, niçin, neden soruları da bir o kadar anlamsızdır sevgi karşısında." Savaş alayla, "Bunu da sen mi söylüyorsun Bihter?" diye sordu. "Herkes arkandan duygusuz, buzdolabı, gamsız diye atıp tutarken bu söylediklerin kafamı karıştırıyor. Kendinle çelişiyorsun." Bihter'in adamın söylediklerine verecek bir karşılığı yoktu. Hepsi doğruydu. Hâlâ da öyleydi. "İnsan, kalbinde sevdiği kişi için yepyeni bir yer ayırabilir."