Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

G Ü N E Ş

Ben, Raina Bloodgood, yirmi dört yıldır bu köyde yaşıyordum ve Cadı Toplayıcısı yirmi dört yıldır beni görmezden geliyordu. Ama çok yanlış yapıyordu. Bazı kadınlar koca özlemi çeker; yuvaları, boy boy çocuk- ları olsun isterler. Diğerleriyse kuytu köşede ateşli öpüşmeleri, tenlerine değen baştan çıkarıcı fısıltıları arzularlar. Ben mi? Ben ailemin bir arada ve özgür olmasını istiyorum. Ayrıca Buz Kralı'yla onun Cadı Toplayıcısı'nı da istiyorum. Ölü olarak. Ve bugün bu dileğimi gerçekleştireceğim.
Reklam
Bir an için Raina Bloodgood'un bana yardım edebileceğinden emindim. Bu boş bir umuttu çünkü bir süre sonra ayağa kalkıp oradan ayrılmak üzere arkasını döndü. O sadece bir kâhin değildi. Aynı zamanda bir dirilticiydi. Ve beni burada ölüme terk edecekti. En azından bu uzun hayatta son göreceğim şey hem gü- zelliği hem de öfkesiyle güçlü bir kadın olacaktı. Ölümümü istese bile narin ama vahşi ve etkileyici bir ruhtu.
Tanrı Bıçağı hemen elimin altındaydı ama artık onu Alexus'a zarar vermek için kullanmayı hayal bile edemiyordum. Artık yabancı değildik ve kesinlikle düşman da değildik. Dost kadar sadık, âşıklar kadar şefkatliydik.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Parmak uçlarını çenemde gezdirdi. "Bana öyle bakmasan iyi olur." Yaklaşıp dudaklarımı yaladım. "Ne gibi?" Bana delici bir bakış attı. "Seni öpmemi istiyormuşsun gibi. Çünkü öperim."
Raina kollarımda yatıyordu. Prens neredeyse onu benden alıyordu ama zeki bir büyücü kendine ait olanı işaretlerdi. Raina Bloodgood artık benim rünümü taşıyordu. Benim gücümü. Benim mührümü. Benim adımı. Ghentli Alexi. Onunla paylaşmıştım.
Reklam
Alexus Thibault Un Drallag'dı. Tanrı Bıçağını yapan büyücü. Ghent Kabilesi'nden bir Doğudiyarlı. Üç yüz yaşında bir adam.
"Nefes al, Raina. Her şey yolunda. Sen bana dokundun diye dünya başımıza yıkılmayacak. Epeyce dokunduğunu da eklemeliyim gerçi." Sakalı ve dudakları kulağımı gıdıkladı. "Ayrıca çok sıcaksın ve eğer belli olmuyorsa yakınlığından oldukça keyif aldım ama artık uyandığına göre lütfen bacaklarını çeker misin? Bir an evvel işemezsem ikimizin de başı belaya girecek."
Seni her zaman koruyacağım, bu seni korumak anlamına gelse bile.
"Bana öyle bakmasan iyi olur." "Ne gibi?" "Seni öpmemi istiyormuşsun gibi. Çünkü öperim."
"Tanrılar aşkına, Reina. Şu an seni öpebilirim... Kuşu yakaladığın için." "Tabi" dedim. "Kuşu yakaladığım için.
Reklam
"Her zaman üzerimde cadı işareti yoktu için şükretmemi söylüyordi çünkü içinde yaşayan güç beni değerli kılıyordu. Değerli eşyalar koruma belgesi olarak alınırdı."
"Hayatımın her şeyi onunla doluydu. Beni bir kitap gibi okunabiliyordu."
“Alexus Thibault sevgisini ya da bedenini öyle kolayca birine verebilecek bir adam değildir Raina. Bu onun için farklı bir durum, sen onun için farklısın.”
“Adım Alexus. Alexus Thibault. Cadı Toplayıcısı değil.”
Bu sözler Faythe'i düşündürdü. "Kaç yaşındasın?" diye sordu. Nik burnundan soluyarak güldü. "Yaşlıyım. En azından senin türüne göre öyleyim, kendi türüm içinse epey genç sayılabilirim." Faythe gözlerini devirdi. Nik doğrudan cevap vermekten kaçınıyordu. İnsan zamanına göre yirmi beşinden büyük olamazdı. Nik onu inceleyerek, "Sen en az on yedi görünüyorsun." dedi. Faythe dudak büktü. "On dokuz yaşındayım, tamam mı?" Nik'e sertçe baksa da dudaklarının kenarı haylaz bir sırıtışla kıvrıldı. Düzgün bir yemek yeme imkânı bulamadan geçirilen günler nedeniyle gelişmeyen vücudunun onu yaşından küçük gösterdiğini tahmin ediyordu. Çünkü neredeyse yirmisine basacaktı. Nik haykırarak güldü. "Ben neredeyse üç yüz yaşındayım." diye itiraf etti en sonunda. "Savaş başladığında burada değildim ama büyük savaşlar esnasında buradaydım."
272 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.