Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hande

..."Feraset sahibisin," dedi. "Öyleysem bile, yüz ömür boyunca yeteri kadar aptallık ettiğimdendir," dedim. "Yine de en azından sevdiğin şeyler için mücadele ettin." "Öyle yapmak her zaman bir lütuf değil. Sana söylemeliyim ki geçmişinin tamamı bugün gibi, kimsenin adını bile duymak istemediği canavarlar ve dehşetlerle dolu."
Reklam
Kafeste beslenen bir kuş gibi olmayacağım, diye düşündüm. Kafesin kapısı açıkken bile uçmayacak kadar aptal olmayacağım.
Hayatım çamurdan ve derinlikten oluşuyordu ama ben o karanlık suların bir parçası değildim. O suların içindeki bir varlıktım.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bu dünyada insanların en korktuğu şey öğrenmekti. Acıyı, susuzluğu, açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor, bu yüzden daha rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı. Dünyaya olan kayıtsızlıkları bazan o kerteye varıyordu ki, kendilerine altın ve gümüşten, zevk ve safadan, lezzet ve şehvetten bir alem kurup keder ve ızdırap fikirlerinin kafalarına gitmesine izin vermiyorlardı. ... Yaşanılanlar, görülenler ve öğrenilenler ne kadar acı olursa olsun, macera insanoğlu için büyük bir nimetti. Çünkü dünyadaki en büyük mutluluk, bu Dünya'nın şahidi olmaktı.
...Ama bilmek ve şahit olmak en büyük mutluluktur. Macera ise büyük bir ibadettir; çünkü O'nun eserini tanımanın başka bir yolu olduğunu görebilmiş değilim.
Reklam
"Velev ki alıştın... neye yarar? Güvenli de olsa, insan bir yere ait değilse eninde sonunda terk etmeli orayı" diye karşılık verdi yüreği. Ve dedi ki: Bazen en alışkın hissettiği yer aslında en az ait olduğun yerdir.
Zihnimiz zindanlar yaratabilir ama bize anahtarlarını da verir.
...sahip olduğu her şey karahindiba tohumları kadar gelip geçici ve köksüzdü. Ani bir esinti, şiddetli bir yağmur yeterdi kaybolup gidivermelerine.
Ne hale düştük, dedi, bize okunanı dinliyoruz, Benim bir şikayetim yok, sonsuza kadar bu halde kalabilirim, dedi koyu renk gözlüklü genç kız, Ben de yakınmıyorum, sanırım artık yalnızca bu işe yarayabiliyoruz, bizden önce var olmuş bir insanlığın öyküsünü dinliyoruz, içimizde gözleri hâlâ gören birinin sayesinde, onunkiler son gören gözler, günün birinde bu gözler de kör olursa, ki bunu düşünmek bile istemiyorum, bizi o insanlığa bağlayan iplik kopmuş olacak, uzayda birbirimizden uzaklaşacağız sanki, sonsuza dek, herkes bizim gibi kör olacak...
Ne tuhaf günlerden geçiyoruz, her şeyin düzeni tersine döndü, dedi, çoğu zaman ölümü simgeleyen bir şey şu anda birinin hayatta olduğunu belirtiyor, Böyle mucizeleri yaratan ellerin yanında daha büyük mucizeler yaratan eller de var, dedi doktor, Zorunluluk çok şey yaptırır, sevgilim, dedi karısı.
Reklam
...sorunun yanıtını bulamadı, yanıt hep ona ihtiyaç duyulduğunda gelmez akla, çoğu kez de beklemek verilebilecek tek yanıttır.
...hayattaki her şey gibi, zamana zaman tanırsanız her şeyi çözümler.
Bence biz kör olmadık, biz zaten kördük. Gören körler mi? Gördüğü halde görmeyen körler.
Ne iyilik süreklidir ne kötülük, ya da daha edebi bir ifadeyle, ne mutluluk sonsuza dek sürer ne de mutsuzluk, bu yüce özlü sözleri yaşamın ve kaderin bahtsızlıklarından geçerek öğrenmeye zaman bulanlar söylemişlerdir, körler ülkesinin koşullarına taşındıklarındaysa bunları şöyle okumak gerekir, dün görüyorduk, bugün görmüyoruz, yarın yine göreceğiz, cümlenin üçüncü ve son kısmında hafif bir soru vurgusu vardır, sanki akıl yanıtın olumlu mu olumsuz mu olmasına, cümlenin umut verici bitişine tereddütlü bir mola eklemeye son anda karar verecekmiş gibi...
Gözlerimin önünden bir perde kalkmış gibiydi, beni uzun zaman şaşırtan ve baba büyük acılar veren bazı şeyler için sonunda bir anahtar bulmuş gibiydim.
125 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.