Bu hayatı sadece başımıza gelmiş talihsiz olayların veya binlerce yıllık alışmışlıkların çizdiği çerçeveler içinde başımıza gelmiş 'güzel' sayılan olayların bir harmanı olarak anlamak düşülecek en büyük yanılgı. Maddesel olgulardan ve yüzeysel yaşanmışlıklardan ziyade aslolan duygulardır.. Üzüntüler sevinçler, iç haykırışlar kabullenmeler, ihtiraslar çaresizlikler, elde etme hazzı ve pes edişler, hayatın bizzat kendisi. Kaybolmayacaklar. Bir zamanda bir yerlerde bir şeylerle birleşecek tüm duygular.. Doğa nedir? Doğaüstü nedir? Doğaüstü olaylara inanmayanlar kendilerini, yaşadıkları şeyi ne olarak görürler acaba? Hala bir mucizeye inanmayanlar aynaya baktıklarında ne görüyorlar? Et parçası mı? Gözlerde bir kaç küçük ipucu yok mu.. Var, adını koyamasak da fazlası var..