kaç çiçek kurusu
kaç kelebek ölüsü
kaç yüz buruşuğu
yaşanamayan kaç aşk
olası kaç heyecan
kaç eksik ürperti
hiç saramayacak kaç beden
bir taş oynuyor yerinden
bir adam güç bela öpebiliyor sevgilisini
bir saz kırılıyor
bir civan uçuruma salıyor ağırlığını
bir köprü uçuyor bakmaktan
ellerim yanıyor kâğıtta
ellerime ağustos yağıyor durmadan
en çok baharları ağlıyorum
bir yanardağın batısında