Yıllar sonra karşılaştık onunla göz göze geldik yüzünde suçluluk psikolojisi vardı keşke der gibi suskunca bakışmıştık o an içi kan ağlıyordu bunu görebiliyordum sarılmak istedim ayaklarım adım atacak derman bulamadı bedenim hisssizleşmişti düşüncelerim o artık yabancı diye beynimi çiviliyordu hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim kendimi gençlğimden eser kalmamıştı saçlarım ağarmıştı fakat o hala çok güzeldi saçları ve gamzeleri hiç değişmemişti tek bir söz söylemek istemiştim kuruyan ağzım buna engel olmuştu hiç birsey yapamadan saatlerce oradan ayrılamamıştım o yine son bakışını atarak çekip gitmişti saatler isyan edercesine yelkovanları dövüyordu gece hıçkıra hıçkıra bana ağlıyordu aşk artık terketmişti yüreğimi yeminler göğsüme vura vura vazgeç diyordu işte O an söz vermiştim kendime bir daha asla sevmeyecektim..
“Üstümde çok değişik bir sakinlik var kafamın içi deliriyor ama sakin sakin duruyorum. Hiçbir şeyin yolunda gitmeyişini mi kabullendim yoksa kusursuz bir sinir krizi öncesi sessizliği mi ayırt edemiyorum.”
Sonra aramıza şehirler girecek,
hiç karşılaşmayacağız. Tesadüfler bile bir araya getiremeyecek. Sonra belki birimiz öleceğiz,
diğerimiz hiç bilmeyecek...