Size doğrusunu söyleyeyim buğday tanesi toprağa düşüp ölmedikçe yalnız kalır. Ama ölürse çok ürün verir. Canını seven onu yitirir. Ama bu dünyada canını gözden çıkaran onu sonsuz yaşam için koruyacaktır.
Yuhanna12
24-25
Gezegenimizi geniş bir perspektif ile sunuyor,sessiz olmasına karşın hipnoz ediyor sizi, nasıl bittiğini anlayamıyorsunuz. İnsan ve inanç ağır olarak işlensede ben insanın dokunduğu her şeyin ne kadar çirkinleştiğini düşündüm. Sadece rahatı için tüm dünyayı ve yaşayan canlıları kendisine köle edebildiğini gördüm. Üstelik belgesel tüm süre boyunca gündüz işlenirken kapanışı geceyle yapması da çok vurucu oldu. Çünkü vermek istediği mesaj 'saygı', insana inandığına canlılara ve dünyaya oysa ki insan bunun bitiminde gördüklerini unutacak tekrar kendi bakış açısına dönecek ve o karanlıkla bu kadar farklılığı bir daha göremeyecek.
Hafifçe başını eğiyorsun, bahar bahçe saçların dökülüyor yüzüne
Avuçlarımda ki ateş tir tir titriyor seni görünce Lara
Sonra tatlı başını yavaş yavaş kaldırıyorsun
Sanki yıllardır karşında seni bekler gibiyim, derken işte işte kılıçtan keskin ve zindanlardan derin gözlerin.
Tarifinden acizim ben bu güzelliğin, bilmiyorum Lara ben kimin şairiyim?
*Lara
Binlerce gökkuşağı olurdu kirpiklerin
Güneş bir anne gibi dururdu başucunda
Artık dokunamıyor kakülün bulutlara
Karalara bürünmüş saçlarında dolunay
-Rüveyda